Kadın yoksulluğuna karşı mücadelenin merkezine patriyarkal kapitalizmi/kapitalist patriyarkayı koyarken işçi sınıfı mücadelesi içinde de feminist emek politikalarının görünür kılınmasını, öne çıkmasını zorlamak gerekiyor
Erkek şiddetine direnişte, şiddet de ifşa da itibarsızlaştırma da cezalandırma da feminist mücadeleye her daim içkindir. Ceza biçimi burjuva patriyarkal hukuk normlarıyla sınırlı olmak zorunda değildir zira patriyarka ve kapitalizm iki ayrı sistemdir
Feminist gece yürüyüşleri patriyarkaya, kapitalizme, heteroseksizme ya da iktidara karşı söz söylerken feminist dayanışmanın/kadın dayanışmasının da en güçlü odağı oldu
Kesişimsel feminist politika tüm kimliklerin kadınların ezilmişliğinde eşzamanlı belirleyici olduğunu söylerken Kimberlé Crenshaw, Siyah kadınlar için gerekli olanın kesişimsel siyaset olduğunu ve bunun ittifak siyasetiyle mümkün olabileceğini söyler
CHP’nin sürekli sokağa çıkmayın çağrılarını yok sayarak patriyarakanın en güçlü siyasal temsilcisi AKP’ye direnen kadınların, AKP sonrasında da mücadeleyi lobilerin sınırlarına hapsetmesi mümkün değil
Feminist siyaset, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönüşle bunca kadının katledilmesine bir şekil göz yuman hatta destek veren devletin, kadınları aileden kurtulmak için güçlendirmeyeceğini, bunun her daim erkek olan devletin doğasına aykırı olduğunu biliyor
Yıllar ilerledikçe dizilerde kürtaj, boşanma gibi kararlar kötülüğün simgesi haline getirilirken, iktidarın topluma dayattığı muhafazakâr aile modeli git gide daha fazla gözümüze sokulmaya başlandı
...Ve tüm bunlar da ne sadece AKP’den kaynaklanıyor ne de AKP ile son bulacak. Bu nedenle feminist siyaseti AKP karşıtlığına endeksleyen ve patriyarkayı görünmezleştiren, “kapsayıcılıktan” uzak bir çizgi de artık elzem
Bugün Taliban ile AKP’nin dini açıdan farklarının olmadığı üzerinden şekillenen siyaseti, üç yıl önce Afrin’e girilirken orduya eşlik eden cihatçıların Afrin’de kadınlara örtünme zorunluluğu getirmesinden bağımsız düşünemeyiz
18 ülkeden 100 kadının katıldığı konferansta sonuç metinin kabulünün ardından kopan slogana bütün kadınların coşkuyla eşlik etmesi ise bölgede (ve aslında dünyaya yayılarak) feminist devrimin dilinin Kürtçe olduğunu gösteriyordu: Jin Jiyan Azadi!
Bundan sonra Sözleşme’yi yeniden kazanmak için verilecek mücadelenin politik yönelimlerini belirlemek için son bir yılın, feminizm içinden bir tartışma ile ele alınması gerektiği de aşikâr
Tıpkı yargısız infazda ya da faili meçhul cinayetlerde ölenlerin devlete başkaldıranlar olmasının tolere edilebilir devlet şiddeti olarak kabul görmesi gibi aileye ve erkeklere başkaldıran kadınların bir kısmının öldürülmesi de tolere edilebilir erkek şiddeti olarak görülüyor