Zorunlu göçler ve kentsel dönüşüm süreçlerinde yaşanan kent kimliği sorununu toplumsal hafıza simgesi olan "tandır kültürü" boyutunda değerlendirirken kadının mekanın bir öznesi olduğunu ve mekanı dönüştüren başat aktör olduğunu bir kez daha gördük
Kadını mekân ya da kentte sınırlayan temel sebep biyolojik cinsiyeti değil sosyolojik ve siyasi faktörledir... Mekân, politik bir ürün olduğundan kaynaklı mevcut eril politikalar mekânda da yansımasını bulmaktadır