Kadıneki Yazı,

Faşizm kaybedecek, kadınlar kazanacak


Heval Arslan-01 Mar 2021

Bugün, dünyanın en çok ezilen ve reddedilen toplumlarından biri olan Kürt toplumunun bağrından çıkıp gelen kadınlar, nasıl dünyanın her yerinde özgürlük için savaşan kadınlara dönüştü? Nasıl insanlık için bir umut ve ilham kaynağı haline geldi? 

Tarihteki ilk bilinen Kürt kadın hareketi, 1919 yılında kurulan Kürt Teali Nisvan Cemiyeti (Kürt Kadınları İlerleme Cemiyeti) olsa da Kürt kadınlarının örgütlülüğü özellikle 1990'lardan sonra ivme kazandı. Kadınların, Kürt halkının hak mücadelesine daha aktif katılması büyük bir toplumsal değişimi de beraberinde getirdi. 

İvme kazanan özgürlük mücadelesine paralel olarak Kürt kadınlarının eşitlik ve özgürlük mücadelesi ve iddiası da büyüdü. Kadınlar siyaseti, toplumu, yaşamı değiştirmeye başladı. Yaşamın tüm alanlarında kendi kimliği ve iradesi ile var olmaya başladı. Bugün dört parça Kürdistan'da siyasi alan, toplumsal ve özsavunma alanlarında örgütlenen Kürt kadınları sadece Ortadoğu değil dünyanın en örgütlü kadın hareketlerinden biri haline geldi. 

Türkiye, Irak, Suriye, İran başta olmak üzere tüm Ortadoğu, Kuzey Afrika ve yakın Asya'daki kadınların mücadelesini birebir etkileyen Kürt Kadın Özgürlük Hareketi tüm dünya kadınları için de bir ilham kaynağı, bir umut, özgür kadın ve özgür toplum nasıl olmalı açısından bir örnek teşkil ediyor.

Ortadoğu'daki en örgütlü, en yaygın ve en dinamik kadın hareketi olan Kürt Kadın Özgürlük Hareketi, sömürge baskısı ve faşizm ile mücadele eden ve aynı zamanda kadınların özgürlüğü için verdiği mücadele ile tüm dünya çapında da dikkatleri üzerine çekti.

Bugün, dünyanın en çok ezilen ve reddedilen toplumlarından biri olan Kürt toplumunun bağrından çıkıp gelen kadınlar, nasıl dünyanın her yerinde özgürlük için savaşan kadınlara dönüştü? Nasıl insanlık için bir umut ve ilham kaynağı haline geldi? 

Bunu anlayabilmek için tarihe ve Kürt Kadın Hareketi'nin tohumlarının atıldığı, kırk yıldır büyümekte olduğu koşullara bakmak gerekiyor. 

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra dört parçaya bölünen Kürdistan'da politik baskıların artması, ekonomik sıkıntılar, zorlu yaşam koşulları toplumu göçe zorladı. Kürtler hem iç, hem de dış göç yaşadı. Bu nedenle bugün 4 milyon nüfuslu güçlü bir Kürt diasporası var ve bunların 2,5 milyonu Avrupa ülkelerinde yaşamakta. Son yıllarda Rojava ve Başûrê Kurdistan'da arttan göç ile birlikte bu sayının Avrupa'da 3 milyona yaklaştığı tahmin edilmekte.

1980'lerdeki ilk siyasi göçlerle birlikte Kürtler Avrupa'da dernekler bünyesinde örgütlenmeye başladı. Dernekler bünyesinde bölge bölge gelişen bu örgütlenmelerde yer alan kadınlar, 1987 yılında Kürdistan Yurtsever Kadınlar Birliği'ni (YJWK) kurdular. Buradaki örgütlenmenin öncülerinden biri de daha sonra Berivan olarak tanınacak Binevş Agal idi.

Bu dönemde kurulan Kürdistan Yurtsever Kadınlar Birliği daha sonra federasyon ve akabinde konferderal bir örgütlenme esasında yatay bir örgütlenmenin en önemli ayaklarından biri oldu. Kürt Kadın Hareketi'nin bu örgütlülüğü Kürdistan Özgürlük mücadelesinin dünya çapında tanınmasına yol açtı. Kürt kadınları yürüttükleri mücadeleyle diğer özgürlük hareketleri ile önemli bağlantılar, dayanışma ve ittifak ağları oluşturdu. Kürt kadınları ülke ile bağını hiçbir zaman koparmayarak mücadeleye katkı sağladıkları gibi, Kürt göçmen kadınları olarak da hakları için hep mücadele etti ve bu mücadelesini halen de sürdürüyor.

1987 yılında örgütlenen Kürt kadınları 2000'li yıllara kadar çok çeşitli oluşumlara gitti. Her ülkede örgütlenen Kürt kadınları en son 9 Ocak 2013'de Paris’te Kürt Kadın Hareketi'nin öncüsü Sakine Cansız, KNK temsilcisi Fidan Doğan ve Gençlik hareketi üyesi Leyla Şaylemez'in katledilmesinin ardından 1 Kasım 2014'te Avrupa Kürt Kadın Hareketi'nin çatı örgütlenmesi TJK-E'yi kurdu.

Uzun yıllar toplumsal çalışmalara, örgütlenmeye ve eylemlere ağırlık veren Avrupa Kürt Kadın Hareketi, TJK-E'nin oluşumu ile demokratik konferderal örgütlenmeye geçti. TJK-E, 150 delegenin katılımıyla Hollanda'nın Den Haag kentinde gerçekleştirdiği kuruluş kongresinin sonuç bildirisinde şunları vurguluyordu: "Demokratik ulus inşasını esas alan Avrupa Kürt Kadın Hareketi, toplumun ahlaki ve politik yapısını özgürce oluşturabildiği, toplumsal özgürlük ve eşitliğin gerçek anlamda mümkün kılınabildiği bir toplum modelini esas almaktadır. Bu modelde esas olan özgür kadın ve demokratik toplumdur. Kadın bu modelle siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik, hukuki, ekolojik, etik, estetik ve diplomasi alanlarında güçlü özgün-özerk örgütlenmelerini ve kalıcı kurumlaşmalarını gerçekleştirebilir. Avrupa Kürt Kadın Hareketi örgütlenme modeli olarak; komünleri, kooperatifleri, kadın ocaklarını, meclislerini, kadın kongre, konferans ve kurultayını, özgür kadın akademilerini, kadın merkezlerini ve vakıflarını yerel, bölgesel ve uluslararası alanda özgün ve özerk bir ağ temelinde geliştirir."

Temel amacı demokratik, doğrudan ve yerelden katılımcı bir yönetim tarzını esas alarak kadın iradesinin birikimini özerk-özgün bir sistem temelinde kurumsal örgütlü kimliğe kavuşturmak olan TJK-E; demokratik konfederal sistemin 9 boyutu üzerinden yerelden örgütleniyor. Jineoloji eksenli bir kurumsallaşmaya ve yeniden yapılanmaya gidilerek kadın meclisleri ve komünleri üzerinde tüm yerellerde varlık gösteriyor. Bu örgütlenme; meclisler, kadın ve toplumsal ihtiyaçlara göre toplumsal sorunlara ağırlık verme, kadına yönelik şiddetle mücadele ekseninde kadın örgütlülüğünü yayma ve yaşatma temelinde yürütülüyor. Böylece en ufak örgütlenme aracıyla bile kadınların kendi kendini yönettiği, karar alabileceği ve pratikleştireceği iradeyi açığa çıkarmak ve inisiyatif kazandırmak hedefleniyor. Kapı kapı örgütlenen kadınlar halk ile ilişkilerde komiteler, inisiyatifler, meclisler, komünler, kadın kongreleri, kadın akademisi, kadın merkezleri, diplomasi komiteleri ve büroları ile bu çalışmalarını pratikleştiriyor. Tüm bunları da örgütsüz kadın kalmasın hedefiyle yürütüyor.

Kadın gündemleri ve siyasal konjonktür temelinde, etkili kampanyalar yürütüp, cins bilincinin geliştirilmesi, farkındalık oluşturma temelinde, cinsiyetçilik, devletçilik ve toplumsal baskılara karşı bilinçlendirme çalışmaları da yürüten Avrupa Kürt Kadın Hareketi 9 ayrı ülkeden Kürt kadın örgütlerinin çatı örgütüdür. TJK-E aynı zamanda Êzidî Kadın Meclisi, Avrupa'da örgütlü olan Rojava kadın çatı örgütleri, Alevi ve İslami Kadın komitesi, Kültür kadın örgütlenmesi (Kewana Zerin), genç kadın örgütlenmesi (Teko-Jin), Kadın Dış ilişkiler Bürosu ve basın alanını da içeren bir çatı örgütüdür. Bu geniş örgütlenme ağı ile Avrupa Kürt Kadın Hareketi diasporadaki en güçlü kadın örgütleri arasındadır, her eylem ve etkinlerinde on binlerce kadını alanlara çıkarabilen, birçok eylemde diğer örgütlere öncülük eden ve Avrupalı kadın hareketleri ile ortak mücadele hatları oluşturan Avrupa Kürt Kadın Hareketi Kürt kadınların dünyaya açılan penceresidir.

Geçtiğimiz günlerde, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Bildirgesi yayımlayan TJK-E, 1-8 Mart tarihleri arasında Avrupa’nın onlarca merkezinde eylem ve etkinlikleriyle alanlarda olacaklarını duyurdu.

"Kadın kırımına karşı özgür kadını ve özgür toplumu savunma zamanı" sloganı ile alanlarda olacak olan Kürt kadınları, 2021 8 Mart’ına kadın konfederal sistemini örme, özgür yaşamı şekillendirme temelinde küresel düzeyde kadın ağlarını oluşturma ve ortak eylemlerle güçlendirme noktasında önemli bir gündemle giriyor. 

Onlarca ülkede milyonlarca kadın ile buluşacak olan TJK-E, 8 Mart'ta faşizme ve soykırıma karşı özgürlüğü savunacak, direnişi yükseltecek.

"Unutmayalım ki; kadın örgütlülüğü ve mücadelesiyle faşizm kaybedecek, kadınlar kazanacak!"


Etiketler : Kürt kadın mücadelesi, TJK-E, Avrupa Kürt Kadın Hareketi,


...

Heval Arslan