Kadıneki Söyleşi,

Demokrasinin olmadığı ülkelerde devlet, çocukların yaşam hakkını korumuyor


Esma Kaya Ceylan-16 Tem 2023

‘Demokrasinin, hak ve özgürlüklerin herkes için işletilmediği ülkelerde devlet, çocukların yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü yerine getirmiyor. Çocuklar ya bu ayrımcı muamele sırasında şiddete maruz kalıyor ya da bu ayrımcı muameleye karşı isyan ettiğinde’

‘Güvenlik sorumlusu’ olarak tanımlanan ama güvenlik açığı oluşturan ve statüsünden aldığı gücü halkın üstünde kullanan kolluk güçlerinin şiddetine en son Fransa’da Nahel’in ölümüyle tanık olduk.

Kurdistan'da ise 90’lardan beri kontrol edilemez bir hal alan ve kimi zaman zırhlı araçlar kimi zamanda 'seken kurşunlar' ile önümüze çıkan üniformalı/devlet şiddetinin son örneği 5 yaşındaki Erdem Aşkan oldu. Yine Batı Şeria'da onlarca Filistinli çocuk İsrail güçlerinin kurşunları ile yaşamını yitirdi.

Ülke, zaman, ırk değişse de 'üniformalıların' yarattığı vahşetler değişmedi, değişmiyor. Peki üniformalı devlet şiddeti sonucu yaşamını yitiren bu çocukların ortak özellikleri neler, bu tür olayların arkasındaki cezasızlık politikası devlet şiddetini nasıl artırıyor. Aklımızdaki soruları KHK ile kapatılan Gündem Çocuk Derneği’nin Çocuk Hakları Merkezi koordinatörü Ezgi Koman'a sorduk.

Ezgi Koman

*Fransa'da Nahel'in polis kurşunu ile Hakkâri’de ise Erdem Aşkan'ın uzman çavuşun aracı ile çarpması sonucu ölmesi çocuk ölümlerinde üniformalı şiddetini bir kez daha gündeme getirdi. Polis veya kolluk tarafından öldürülen çocukların ortak noktası nedir?

Çocuk olmalarından başka ortak nokta olarak -ki buraya örneğin yakın coğrafyadan Yunanistan’ı biraz daha uzak coğrafyadan Brezilya’nın Favela Mahalleleri’ni ekleyebiliriz- muhalif olmaları ya da hak ve özgürlüklere erişim konusunda zaten ayrımcılığa maruz kalan gruplardan olmalarını söyleyebiliriz. Demokrasinin, hak ve özgürlüklerin herkes için işletilmediği ülkelerde devlet, çocukların yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü yerine getirmiyor. Çocuklar ya bu ayrımcı muamele sırasında şiddete maruz kalıyor ya da bu ayrımcı muameleye karşı isyan ettiğinde …

*Özellikle Kürt bölgelerinde çocuklara yönelik zırhlı araç çarpması sonucu ölümleri sık sık duyuyoruz. Bunun çocuklara etkisi nedir? Çocuk psikolojisi böyle olayları nasıl değerlendiriyor?

Çocuklara en önemli etkisi yaşam hakkını tehlikeye atması. Sonuçta zırhlı araçlar savaş ya da çatışma sırasında kullanılmak üzere yapılmış araçlar. Bu tür araçların kentte, yaşam alanlarında bulunması ilk sorun. Dolayısıyla gerçekten kasti olmasa bile bu araçlar yaşam hakkı bakımından risk oluşturuyor. Ya da kasti olmasa bile bu tür ölümler cezasız kaldığı için kolluk bu konuda hiçbir özen göstermiyor. Kasti olması ise zaten başka bir durum… Orada nefret var, ırkçılık var… Gücü kötüye kullanmak var…

Yaşamını kaybetmese bile çocuklar elbette bu araçları görüyorlar, izliyorlar. Bu durum onlarda tahminen bir baskı altında olma hissi yaratıyordur. Ama gerçekten bunu çocuklara sormak lazım, ne hissediyorlar? Nasıl etkileniyorlar?

*Irkçılığın ve ayrımcılığın bu tarz olaylarla ilgili bağı ve bunun çocuklara yansıması ile ilgili ne söyleyebilirsiniz?

Irkçılık şiddeti meşrulaştırmanın bir aracı. Eğer devletin kendisi ırkçı ise devlet bu noktada insan hak ve özgürlüklerine aykırı şekilde, öldürmeye varacak kadar şiddet uyguluyor ve bunu ırkçı saikleriyle meşrulaştırıyor. Bu durumdan çocuklar da payını ne yazık ki alıyor. Hak ve özgürlüklere erişimi engellenen gruplar, aslında haklara sahip olma hakları ellerinden alınmaya çalışılan gruplar. Böyle olunca öldürülmeleri de olağanlaşıyor…

*Filistin veya Kürt illerinde taş atan çocukların bu tarz ayrımcı ve ırkçı politikalara karşı bir savunma mekanizması geliştirdiklerini söyleyebilir miyiz?

Şüphesiz ki… Çocuklar da tıpkı yetişkinler gibi maruz kaldıkları şiddete, haksızlığa, adaletsizliğe karşı tepki gösteriyorlar. Tıpkı Fransa banliyölerindeki çocuk ve gençler gibi. Adalet duygusu bir arada yaşamak için gerekli olan temel duygulardan biri. Irkçılık, ayrımcılık gibi nedenlerle adalete hiç erişemeyeceğini düşünen çocuklar ve gençler de bu duyguyla çeşitli biçimlerle isyan edebiliyorlar.

*Bu konudaki cezasızlık politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cezasızlık pek çok devletin kullandığı bir rejim. Cezasızlık politikası devlet açısından şiddeti meşrulaştırmanın bir yoluyken toplum için, birey için hak ihlallerini yeniden ortaya çıkartan bir kısır döngü. Bu kısır döngü ya bireye karşı düşmanlık yapan kamu görevlilerinin ya işçiye karşı düşmanlık yapan şirketlerin ya çocuklara karşı düşmanlık yapan yetişkinlerin ya kadınlara, LGBTİ+’lara karşı düşmanlık yapan erkeklerin işine geldiği çok açık.

 

Fransa’da ne olmuştu?

Nahel M., 27 Haziran’da 'polisin dur ihtarına uymadığı' gerekçesi ile öldürülen Cezayir asıllı Fransız yurttaşıydı. Henüz 17 yaşında devlet şiddeti sonucu yaşamını yitiren Nahel için halk ayağa kalktı, Fransa genelinde protestolar başladı. Protestolarda birçok kişinin yanı sıra, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün raporuna en az 18 gazeteci de polis şiddetine maruz kaldı. Eylemlerde en az şu ana kadar 4 binin üzerinde gözaltı olduğu, 990 kişinin mahkemeye çıkarıldığı, 480 kişi hakkında dava açıldığı ve 380 kişinin de tutuklandığı belirtiliyor.

Nahel’in ölümüne neden olan polis ise, Nahel’in kaçmasından ve görev arkadaşına zarar vermesinden korktuğu için ateş açtığını iddia etse de sanal medyaya düşen videoda polislerden birinin Nahel’i tehdit ettiği görülüyor.

Nahel’in ölümü Fransa’da ırkçılığa karşı ilk protestoların kıvılcımı oldu diyebiliriz.

Filistin’de kolluk şiddeti

Yılardır süren İsrail-Filistin sorununun hedefinde yine en korunmasız kişiler yani çocuklar yer alıyor. 2023 yılının başlarından bu yana 26 çocuk İsrail kolluk kuvvetleri tarafından çıkarılan çatışmalardan dolayı yaşamını yitirdi. Çatışma hali devam ettiğinden bu sayı her an yükselebilir. Çünkü İsrail kolluk kuvvetleri Filistinli yetişkinler kadar çocukları da potansiyel olarak görmekte.

Kolluk kuvvetlerinin kurşunlarına hedef olan en son örnek ise Filistinli Muhammed Haitham el-Tamimi. Muhammed henüz 3 yaşındaydı ve 2023 Haziran’ında İsrail kolluk kuvvetlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi.

 

Kurdistan’da ne oldu/oluyor?

Süren çatışma hali diğer ülkelerde olduğu gibi Kurdistan’da da çocuk ölümlerine neden oluyor. Çocuklar ya zırhlı araç çarpması sonucu ya da ‘seken kurşun’ ile yaşamını yitiriyor.

İHD Amed Şube’nin hazırladığı rapor çatışma süreçlerinde yaşamını yitiren çocukların gerçekliğini ortaya koyuyor. Hazırlanan raporda 1988-2013 yılları arasında çatışmalı süreç nedeniyle 569 çocuk yaşamını yitiriyor. Son 15 yılda ise kolluk kuvvetlerinin zırhlı araç ile çarpması sonucu yaşamını yitiren çocuk sayısı 21. Yaralanan çocuk sayısı ise 23.

Zırhlı araç çarpması sonucu yaşamını yitiren Erdem Aşkan ise bu ölümlerin son örneği. Bu olayda Aşkan ‘asli kusurlu’ sayılırken Aşkan’a çarpan uzman çavuş ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

Başta da söylediğimiz gibi ülkeler, ırklar, çocuklar değişse de üniformalı vahşeti değişmiyor. Değişmediği gibi cezasızlık politikası nedeniyle artıyor ve daha çok çocuğun çatışma ortamında yaşamını yitirmesine neden oluyor. Çocuk ölümlerinin son bulması da ulus devletlerin ve sınırların kaldırılması ile mümkün olacaktır. Ulus devletsiz ve sınırsız bir dünya umuduyla…


Etiketler : Fransa, Filistin, Devlet, polis şiddeti, Devlet şiddeti, çocuk ölümleri, öldürülen çocuklar, kolluk şiddeti, zırhlı araç ölümleri, Kurdistan'da polis şiddeti, Kurdistan'da kolluk şiddeti,


...

Esma Kaya Ceylan