Kadıneki Çeviri,

Politik cinayetler, kadın kırımı, talan: Kolombiya’ya genel bir bakış


Confluence of Women for Public Action*-15 Mar 2021

Duque iktidarından bu yana, Kolombiya’da 905 öncü aktivist öldürüldü. Daha önce FARC’ın etkin olduğu bölgelerde 12 farklı silahlı grup uyuşturucu için çatışabilir. Askerlerin yerli kadınlara taciz ve tecavüzlerinde de ciddi artış yaşandı

Kolombiya’nın milyonlarca kurban yaratan, 60 yıl süren iç savaşı bilinen bir gerçek. 2016’da Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri - Halk Ordusu (FARC-EP) ve Juan Manuel Santos Calderón başkanlığınki ulusal hükümet arasında imzalanan barış antlaşması demokrasinin genişlemesi açısından önemli bir atılımdı. Barış anlaşması, ülkedeki halk hareketlerinin politik olarak onaylanması açısından bir başarı olarak kabul edilirken, bugün Kolombiya bölgesel çatışmalar ve 2016 yılında imzalanan anlaşmanın şartlarına uyulmaması ile karakterize edilmiş bir durumu yaşıyor.

2018 yılında aşırı sağcıların iktidara gelmesiyle barış anlaşmasının şartları ihlal edilmeye başlandı, ülkedeki toplumlar şiddetle baskı altına alındı. Kongredeki partisiyle birlikte mevcut Iván Duque başkanlığı, yağma ve talan politikalarına devam etmesi, sosyal hareketleri reddetmesi ve protestoları silahlı isyanın önemsiz bir kuklası olarak görmesi, halk hareketlerinin taleplerine cevap vermesini imkânsız kılıyor. 

Duque’nin Ağustos 2018’de iktidara gelmesinden bu yana, Kolombiya’da 905 öncü aktivist (sosyal lider) öldürüldü. 2018’de 298 cinayet, 2019’da 279 cinayet, 2020’de 310 cinayet ve 2021 yılının ilk iki ayında ise 18 cinayet kaydedildi. Ayrıca 177 ayrı toplu katliam yaşanırken, öldürülenlerden 212’si eski FARC üyeleriydi. 

Barış anlaşması imzalandığından beri, daha önceden FARC’ın etkin olduğu bölgelerde tekrar silahlı çatışmalar organize ediliyor. Bugün Kolombiya’nın bir şehrinde 12 farklı silahlı grup uyuşturucu rotaları ve piyasası için çatışabilir. Kolombiya’nın Amazon bölgesinde durum tam olarak böyledir. Amazonlarda Sinaloa Karteli gibi birçok uyuşturucu çetesi şiddetin ana kaynağı. Buna benzer olarak, bölgeye gelerek büyük tarımsal yatırımlarda bulunan şirketler, bu bölgelerdeki yaşamı tamamen değiştiriyor, insanları zorla yerinden ediyor, kadınlara dönük cinsiyetçi saldırıları arttırıyor ya da yoksulluğu derinleştiriyor. 

Diğer tarafta, ülkenin büyük şehirlerinde bugünün gerçekliği, aşırı kalabalıklaşmış şehir modelini, hızla ortaya çıkmış muhitlerle, kaynak tüketimiyle, kamusal her şeyin özelleştirilmesiyle, kayıt dışı işçiliğin arttırılmasıyla ve kent yoksulluğunun feminizasyonuyla, sermayenin ekonomik dinamiklerine ve ulusal-uluslararası burjuvazi tasarısına cevap oluyor. Mevcut hükümet bunların tamamını destekliyor ve fonluyor. 

Buna ek olarak, toplum paramiliter güçler ve uyuşturucu çeteleriyle ilişkili olan farklı silahlı grupların çatışmalarına da şahit oluyor. Bu çatışmalar özellikle genç yaştaki kadınların kaybedilmesine neden olurken, getto denilebilecek mahalleleri yönetiyor, aşırı yoksulluğu arttırıyor. 

Bunların dışında ise Covid-19 virüsü durumu daha da kötüleştiriyor. Binlerce Kolombiyalı ve Venezuelalı mülteci korkunç koşullar altında yaşarken, Duque’nin başkanlığında hükümet ceza siyasetini genişletmek için ülkenin yoksul insanlarını yok sayarak polis teşkilatına milyonlarca dolar para yatırıyor. Ulusal Başkanlık İstatistik Departmanı’nın (DANE) verilerine göre 9.5 milyon kişi asgari ücretin de altında para kazanırken, Latin Amerika’da en yüksek işsizlik yine Kolombiya’da bulunuyor. Pandeminin öncesinde ya da sonrasında, kadınlar bu yoksulluktan en çok etkilenen kesimi oluşturuyorlar. 

Kadınların durumu hakkında ise şunu söylemek oldukça önemli: 2020 yılından beri 568 kadın erkekler tarafından katledildi. Her 3 günde bir en az 2 kadının öldürüldüğü Kolombiya’da geçtiğimiz yıl 10 bin aile içi şiddet olayı kaydedildi. Kolombiya ordusuna mensup askerlerin yerli kadınlara yönelik taciz ve tecavüzlerinde de ciddi oranda artış yaşanırken, bazı şehirlerde askerlerin saldırıları protesto edildi. 2021 yılı için şu ana kadar 35 kadın katledildi, yaşanan 8 katliamda 29 kişi öldürüldü. Bunlardan 18’i aktivistken, 6’sı barış anlaşmasını imzalayan kişilerdi. 

Sosyal hareketlerden gelen tepkiler de dikkate alındığında, aksi koşullara rağmen örgütlenme çabalarının devam ettiğinin altını çizmeliyiz. Geride bıraktığımız 2020 yılı oldukça zordu. Fakat ülkenin büyük şehirlerinde bir araya gelerek büyük protestolara katıldık. Tıpkı yerli halktan olan Minga’nın olayında (Duque ve hükümeti desteklemese de) ya da polisin aşırı güç kullanımını kınayarak sokaklara çıkan binlerce kişinin katıldığı gösterilerde olduğu gibi. 2020 yılındaki 8-9 Eylül protestoları sırasında 13 kişi öldürüldü, 400’den fazla eylemci yaralandı ve sayısız insan kaçırıldı. 

Önemli olan bir diğer konu ise kadın ve feminist hareketlerinin yükselişe geçmesi. Kadınlar 2021 yılına, erkekler tarafından katledilen kız kardeşlerini anarak ve onları koruyamayan devlet kurumlarını eleştirerek başladılar. Bu yıl Kolombiya için seçim yılı. Tabandan örgütlenen kadınlar ve sosyal hareketler umut ettikleri ve gelecek yıllarda inşa etmeyi istedikleri ülkeleri için Kolombiya’nın her tarafında mücadele etmek zorundalar.

*Çeviri: Mehmet İnanç

*Kaynak: https://capiremov.org/en/analysis/the-situation-in-colombia/

*Confluence of Women for Public Action/Kamusal Eylem İçin Kadınların Birleşimi, kendi gerçekliklerini ve bölgelerinin gerçeklerini değiştirmeye çalışan, kadınları tabandan, köyden, kentlerden bir araya getiren Kolombiyalı feminist bir örgüt.


Etiketler : Kolombiya, FARC, Barış anlaşması, Kadın kırımı,


...

Confluence of Women for Public Action*