Kadıneki Yazı,

Ölülerimiz gömülmeyi bekliyor


firdevs hoşer-26 Kas 2023

Bu davada patriyarkanın bütün enstrümanları mevcut. Göçmen düşmanlığı, cinsiyetçilik, ırkçılık, her geçen gün vahşetinin dozunu artıran erkek şiddeti ve bitmez tükenmez kadın düşmanlığı. Bütün bunlar bu davada toplandığı için davayı gündemde tutmak boynumuzun borcu

Ayşe ve Özgül ile Filyos Çayı’nın kenarında yürürken bilmem hangimiz yüksek sesle "Acaba Dina’yı nerden suya attılar" diye konuşunca yanımızdan geçen Karabüklü bir erkek "Abla buradan değil çayın yukarı kesiminden atılmış" dedi.

Hakimler heyeti ağırlıkla İstanbul’dan, azınlıkta Ankara ve Karabük’ten gelen dava takipçilerinin hepsini içeri almadığından dışarda adliyenin önündeki banklarda oturup bekliyoruz. Karabük’ten davayı takip eden bir arkadaşımızla dava hakkında konuşurken yanımızdaki bankta oturan bir ihtiyar "Abla bir şey söyleyebilir miyim" dedi ve cevabımı beklemeden gelip yanıma oturdu. "Hani o arabayı süren kişi var ya o benim yeğenim" ben daha "eee" demeden arkadan tepemizde dikilen muhtemelen bizi dinleyen sivil polis ışık hızıyla ihtiyarı yanımızdan uzaklaştırdı. Hal böyle olunca adı zaten "şüpheli" olan ölüm daha da şüpheli (!) hale geldi.

Dünyanın en güzel demir çelik fabrikasına sahip Karabük bizi hiç sıcak karşılamadı anlayacağınız. Türk filmi tadında bir karşılamaydı. Köyde herkes her şeyi ve suçluyu bilir ama kadınların evi taşlanır, camları kırılır köyün namus bekçisi adamlar tarafından. Karabük halkı her şeyi biliyor ama bilmemeyi tercih ediyor. Aman Karabük’ün adı kötüye çıkmasın, burası hiç öyle bir yer değil zaten! Öyle bir yer neresi o zaman sevgili Karabüklüler? Ülke kadın mezarlığı ama biz ölülerimizi gömüp yasını tutamıyoruz bir türlü.

Fatma Altınmakas’ı gömemedik. Gömemedik çünkü Fatma Altınmakas’ın ölümüne neden olan gerçek katil Sinan Altınmakas hâlâ dışarda. Sır oldu, yok oldu, bir fotoğrafı bile yok. Koca Malazgirt’te Sinan Altınmakas’ın fotoğrafına ulaşacağımız bir kişi dahi bulamadık, üstelik  "aile çok iyi bir aile" lafını sık sık duyduk. Yani dört erkeğin ortak kararı ile Fatma’yı öldüren aile iyi bir aile, Malazgirt’in saygın ailelerinden. Yani aralarından bir tecavüzcü ki bu tecavüzcü aynı zamanda çocuk istismarcısı çıkıyor ama aile hâlâ temiz çünkü bir kadının ölmüş olmasının hiçbir önemi yok. Küçük bir ayrıntı bu, kayda değer bir şey yok. Yolumuza devam edelim ve “iyi aile” tiradlarımıza.

Fatma’dan birkaç yıl sonra Dina, Filyos Çayı’na atılıyor. Dina Türkiye Cumhuriyeti’ne emanet bir çocuk, devletin Gabon’la yaptığı çeşitli anlaşmalar sonucunda bu ülkeye okumaya geliyor. Dina’dan binlercesi var, sadece Karabük’te 8 bin yabancı uyruklu öğrenci var. Bu konu ayrı bir yazı konusu. Örneğin ben çok merak ediyorum hangi anlaşmalarla bu öğrenciler Türkiye’ye okumaya geliyor ya da Gabon’daki Maarif Koleji kimin?

Dina ve Fatma’nın davasındaki ortaklık; bir suçlu seçilip kamuoyunu oyalamak, patriyarkanın varlığına halel getirmeden yola devam etmek.

Feministlerin dava takip etmesi feminist işlerimiz arasında mı sorgulamasını yapıp dava takip etmeye devam etmek, kendi adıma mecbur kalmaktan başka bir şey değil. Son yıllarda başımızı erkek şiddetinden kaldırıp da “ya epeydir beden politikası yapmadık, hadi bir bedenim benim kiminle sevişeceğimden sana ne” kampanyası yapalım diyemedik, diyemiyoruz. Sokaklardan, çaylardan, ormanlardan ölü topluyoruz çünkü. Ölü topluyoruz ve gömemiyoruz.

Dina’nın davası çok katmanlı bir dava. Annesine yazdığı mesajlar bizim için çok tanıdık. “Bana seks teklif ediyorlar anne”, “beni buradan al anne” “ölürsem Türklerin yüzünden olacak anne”... imdat çığlıkları arka arkaya. Hem zaten Dursun efendi de siyah kadınları severmiş. Şiddetin pornografisi bu, yurdum erkeklerinin en sevdiği konu. “Cep telefonu işini hallederim ben, bir akşam yemeği yesek de konuşsak”, PTT çalışanı söylüyor bunu, yardımsever erkek modeli. Hem zaten Dursun da yardımsever olduğu için arabasına almış kızcağızı. O kadar yardımsever ki Dina kendini zor atıyor arabasından ve kaçıyor.

Kulağımıza bir fuhuş çetesi olabileceği çalındı ama bununla ilgili de derin bir sessizlik var. Hem bu sadece Karabük için değil ülkenin birçok üniversitesi için de gündemde. Bunu araştıran var mı? Mesela Karabük savcılığı bu söylentileri ihbar kabul ediyor mu? Kayıp yakınları olarak soruyoruz ve merak ediyoruz...

Evet biz kayıp yakınıyız. Ülkemizde öldürülen binlerce kadının, ölmemek için öldüren, hayatına sahip çıkan kadınların yakınıyız. Bizim yakınlıklarımız kadın olmak üzerinden kurulan yakınlık. Biz aile değil kadınız dediğimiz için Dina’nın yakınıyız.

Hey oradakiler soruyoruz; Dina niye çıplak ayakla Karabük sokaklarında koşuyordu? Neden apartmanın bodrumunda çığlık çığlığa bağırıyordu? Dina’ya ne yaptınız? Biz sizin erkeklik sözleşmesi gereği sustuğunuzu, şiddetinizin gücünü patriyarkadan aldığınızı bildiğimizden ve bunu tekrar etmekten bıkmayacağımızdan diyoruz ki bu davaların peşini bırakmayacağız. Jesca’nınkini kazandık Beatrice’inkini de. Biliyoruz ki kazandığımız her dava patriyarkanın duvarından bir taşı daha eksiltecek.

Yoruluyor muyuz evet, vazgeçiyor muyuz hayır elbette.

Gülistan’ın davası yeniden görülecek, yakınlarının ısrarı olmasaydı kaybolup gidecekti. Her gün atılan tiwitler bu davayı şimdiki boyutuna taşıdı.

Şimdi bu davada patriyarkanın bütün enstrümanları mevcut. Göçmen düşmanlığı, cinsiyetçilik, ırkçılık, her geçen gün vahşetinin dozunu artıran erkek şiddeti ve bitmez tükenmez kadın düşmanlığı. Bütün bunlar hepsi bu davada toplandığı için davayı gündemde tutmak boynumuzun borcu. Her kazanılan ve kamuoyuna duyurulan dava, patriyarkanın duvarından bir taş daha düşüreceği için de sahiplenilmesi gerekli bir dava.

Biz Fatma’yı da Dina’yı da ve davasında adaletin sağlanmadığı adları yazılmakla bitmeyecek kadını da hâlâ gömemedik. Onları gömelim ki yasımızı tutalım. Yas tutma hakkımızın elimizden alınmasına izin vermeyelim, yasımıza sahip çıkalım.

Ölülerimiz bizden bunu bekler...

Evet Dina ve binlercesi bizden haber bekliyor. Bir dahaki duruşmada çok olalım, ses olalım, yan yana olalım ve bağıralım “bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun.”


Etiketler : Erkek şiddeti, Gabonlu Dina, Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga, Karabük,


...

firdevs hoşer