Kadıneki Yazı,

Kendi toprağının mültecisi


Zelal Bilgin-14 Oca 2024

Çoğu çocuk 34 canımız F-16’ların hava saldırılarıyla katledildi. Yakınları onlardan geriye kalan kıyafetlerden, eşyalardan tanımaya çalıştı paramparça olmuş bedenlerini. Katır sırtında taşınan tabutların oluşturduğu kervan, devlet terörünün en görünür resmi katliamının kanıtı olarak ulusal ve uluslararası kamuoyunda yerini aldı

Mezopotamya’nın kadim toprakları bin yıllar boyunca kadim halkların, inançların bir arada yaşadığı dönemlere tanıklık etmiştir. Keldani, Süryani, Ermeni, Alevi, Musevi ve Kürtlerin tüm farklılıklarıyla bir arada yaşarken yarattıkları değerler hala varlığını korumaktadır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında belirlenen sınırlarda halklara ve inançlara adeta savaş açılmış, aileler parçalanmış sınırların iki yakasına dağılmıştır. Kendi topraklarında halklar öteki olmuştur. Sınır çekilen yerlerde yok sayılmışlığın üzerine yoksunluklar, yoksulluklar, yüklenmiş en verimli arazilerine mayınlar döşenmiştir. Bin yılların yerleşik halklarına eşkıya, kaçakçı denmeye başlanmıştır. Bu sınırlarda yıllarca bayramlar kutlanmış, sınırları geçemeyenler tel örgülerin etrafında yerlerini alarak yakınlarının acısını ve sevincini paylaşmıştır. Yüzlerce insan bu sınırlara döşenmiş mayınlara basarak ya uzuvlarını ya da hayatlarını kaybetmiştir.

Yıl, 2011 28 Aralık; Kurdistan buz gibi ama ekmeğini taştan çıkarması gerekenler var. Çünkü yaşam alanları gasp edilmiş, el konulmuş, yasaklanmış bu insanların yabancı olmadıkları, aralarına çekilen sınırlarla kısıtlı iletişim halinde oldukları diğer topraklarından bu sömürgeci devletlerin izin verdiği kadarıyla katır sırtında üç kuruşa aldığını beş kuruşa satıp geçinmek dışında olanağı yok…

İlk değildi Roboski son da olamadı öncesi benzerliğinin ve devamının kanıtıydı zaten; Dersim, Ağrı, Zilan, 34 kurşun katliamı, faili meçhuller hangimizin zihninde silindi ki? Taybet ana, Cemile, Ceylan, Uğur… Egemenin silahıyla öldürülen yüzlerce çocuktan, binlerce insandan sadece bir kaçıydı onlar. Doksanlarda mı kaldı panzerin arkasına bağlanan cesetlerimiz? Evlatlarını arayan anneler, babalar, babalarını arayan çocuklar bugün utanmadan İstanbul’un en kalabalık caddesinde avuç kadar alana hapsedilmişler ve bu gayet açık cinayetlerin, hesabını vermek yerine bu insanlar tekrar tekrar cezalandırılıyorlar.

Evet, hesap vermek yerine hala “Güvenlik önlemi” adı altında çekilen bu sınırlarda yaşanan birçok acı söz konusu. Roboski’de TSK’ya ait F-16 ile düzenlenen hava saldırısında çoğu çocuk 34 canımız katledildi. Katledildikleri saatlerde “Terör hedefleri vuruldu” diye haberler basına servis edilmeye başlanmıştı.

Roboskî’nin en verimli topraklarına “güvenliği sağlama” gerekçesiyle mayınlar döşenmiş, tarım yapılması böylece engellenmiş, hayvanların otlanacağı alanların tamamı Roboskî halkına yasaklanarak hayvancılık yapmaları da engellenmiştir. Geçim sıkıntısı içindeki halk sınırlara yönelerek temel ihtiyaçlarını gidermeye başlamış. On yıllardır yaptıkları bu sınır ticaretinden, sınırları çeken ve sözde koruyan güçlerin tamamının haberinin olduğu hepimizin malumu. Ama o karanlık geceyi kana bulayan, feryatlarla inleten korkunç bir planın hayata geçirileceğinden 34 canımızın haberi yoktu. Çoğu çocuk 34 canımız F-16’ların hava saldırılarıyla katledildi. Yakınları onlardan geriye kalan kıyafetlerden, eşyalardan tanımaya çalıştı paramparça olmuş bedenlerini. Eşek sırtında taşınan tabutların oluşturduğu kervan, devlet terörünün en görünür resmi katliamının kanıtı olarak ulusal ve uluslararası kamuoyunda yerini aldı. Kürdün adı kaçakçıya çıkarıldı. O kaçakçılarda katledildi. Yapılan açıklamalar ise insanlık dışıydı. “Sınır ihlali yapanlar etkisiz hale getirildi” terör yuvaları hedeflendi”.

Bugün sınırları DAİŞ gibi bir terör örgütüne açıp kol kola gezenler, o gün sınır güvenliği gerekçesiyle 34 canımızı aldılar bizden. Hayasızca televizyon ekranlarından yeni yıl kutlamaları yayınlayarak Kürdün acısının üzerine eğlendiler. Hiçbir dinin, insani duygu taşıyan hiçbir kesimin kabul edemeyeceği bir pervasızlıkla yaptılar bunu. Faillerinin halen yargılanmadığı, acısının halen dinmediği acı görmezden geliniyor. Yaratılan kamuoyu sonucunda Emine Erdoğan dahil olmak üzere birçok bakan-vekil Roboskî köyüne giderek ailelere para teklif ettiler. 34 can 34 insanın parçalanmış bedenine karşılık para! Roboskî katliamının Roboskî halkı üzerinde yarattığı etki ve kurulan yası halen devam ediyor. Bu katliam sonrasında sınır ticaretine devam eden halka ekonomik sıkıntılarının giderilmesinin aracı olarak koruculuk dayatılıyor. Koruculuk sistemine mahkûm edilmeye çalışılıyor. 34 canın katledilişinden sonra bölgedeki asimilasyon politikalarına hız verilerek halkın tepkisinin önüne geçilmeye çalışılıyor. Roboskî durmadan kanayan yaramız, hesabı sorulmadan, failleri yargılanmadan durmayacağız ve susmayacağız! Mutlaka hesabını soracağız.

*Sincan Kadın Kapalı Cezaevi


Etiketler : Kürt sorunu ve yüzleşme, Roboski, Roboski katliamı, Kürtler,


...

Zelal Bilgin