Bu seçim sürecinde de erkek burjuva iktidar adaylarının, kadınlara –esasa dair olmasa da kuşkusuz önemli farklılıklarla- aile dışında, erkeklerden tümüyle bağımsızlaşabilecekleri, hayat koşulları vaat etmediklerini görüyoruz
Feminist gece yürüyüşlerinde cisimleşen mücadele, patriyarkanın sınırlarını zorlamayan bir restorasyona –mesela 2000’lerin ilk on yılında kimlik siyasetine sıkıştırılmaya direnmesi gibi- dün olduğu gibi bugün de karşı olmaya devam ediyor.
Bu yıl kahkahalarımız sustu, ama depremde kaybettiğimiz on binleri yanımıza alıp gideceğiz 8 Mart’a
Feminist hareketin hayatın her alanına yansıyan isyanının görüntülerinin dahi evlerdeki, fabrikalardaki kadınlara umut olduğunu bilen AKP iktidarı, 2022 yılında feminist eylemlere/kadın eylemlerine yönelik kontrollü şiddetinden dizginsiz erkek devlet şiddetine geçiş yaptı
25 Kasım’da nerdeyse her ilde polis şiddeti, engelleme ve gözaltılar söz konusu olurken feminist hareket/kadın hareketi erkek-devlet şiddetine aslında bir bütün olarak patriyarkaya boyun eğmeyeceğini bir kez daha ilan etti
Ev içindeki cinsiyetçi iş bölümü kapitalist üretim ilişkileri içinde kadınların cinsiyete dayalı meslek/iş ayrımına maruz kalmasını koşullarken kapitalist sömürünün olmadığı koşullarda da kadınların ücretli emek gücü içindeki kaderi değişmiyordu. Peki sosyalizmlerde yaşanan neydi?
Bu konferansla da, hem kürsünün diliyle hem konferansın patriyarka ve sömürgeciliğe karşı politik meydan okuyuşuyla, önümüzdeki dönem feminist hareketin ve kadın hareketinin politik dayanışmayla inşa edeceği mücadelenin ağırlıklı olarak “Kürtçe konuşacağı” görüldü…
Kürt özgürlük hareketinin siyasal etkinliğinin genişlemesi ve Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen özerklik ile birlikte çözüm sürecine zorlanan AKP devleti, 2013 Haziranı’ndaki Gezi İsyanı ile birlikte, devlete hâkim olma hayallerinin ezilenlerin direnişine çarpacağını gördü
Tek tek kadınların burjuva patriyarkal sistemde erkekler kadar cinsiyetçi, sermaye yanlısı, ırkçı, milliyetçi olarak erkek devletin hiyerarşisinde yükselmesini marifet sayan feminizm değil, modernizmdir
ABD’de yaşananlar feminist hareket ile dayanışma göstermeyen, kadın işçi sınıfının patriyarka karşısındaki mücadelesini güçlendirmeyen bir sınıf hareketinin bir bütün halinde sınıfın çıkarlarını da savunma refleksini kaybedeceğini gösteriyor
Gezi’nin yargılanmasında çıkan cezaların dava süresince politik dayanışmanın zayıflığıyla bağlantısı olduğu fikrinin yaygınlaşmasına rağmen Kobane davasındaki dayanışmanın sınırlılığı politik dayanışma kavrayışımızdaki bariyerleri gösteriyor
Kadın yoksulluğuna karşı mücadelenin merkezine patriyarkal kapitalizmi/kapitalist patriyarkayı koyarken işçi sınıfı mücadelesi içinde de feminist emek politikalarının görünür kılınmasını, öne çıkmasını zorlamak gerekiyor