...
Ezgi Sıla Demir
Kaybedilen kadınlar, kaybedilen yaşamlar

Kadınlar bu hakikat arayışının öncüleri, direnenleri ve aynı zamanda kaybedilenleri oldu maalesef.  Kaybedilen kadınlar 90’lı yıllarda bir sistematiğin içinde kaybedildiler ve faili meçhul bırakıldılar. Akıbeti bilinmeyen onca insanın arasında kadınların sayısı da oldukça fazla

Ömürleri evlatlarının kemiklerini ararken biten anneler

Cumartesi Anneleri’nin birçoğunun ömürleri evlatlarının kemiklerini ararken bitti maalesef. Evlatlarının kemiklerini toprağa kavuşturup onların da bir mezarı olsun diyen anneler, bu kutuplaştırıcı siyaset içinde birçok ayrıma, şiddete, yasaklamalara, kötü muameleye, kolluk şiddetine, gözaltılara maruz bırakıldı

Mülteci, göçmen kadınlara yönelik şiddet biçimleri ve artan şüpheli ölümler

Kadınların yaşamını elinden alabilme gücünü kendinde bulan erkek akla karşı hukuki olarak bir yaptırım uygulanmıyor oluşu, uygulansa bile kadınların ve kamuoyunun yoğun tepkileri ile söz konusu oluyor olması demokrasinin, hukukun donup kaldığı bir sistemin sonuçlarıdır

Herkesin seçimi ama en çok kadınların!

Unutmamak ve her an hatırlatmak lazım ki bu seçim nefes almanın yollarını açıyor. Bu seçimde oylar kadınların kendine verdiği oydur, iradesidir, var olmasıdır

8 Mart’ın ruhu daima kadının emeğinde saklıdır

Toplumda erkek egemen bakış bağışıklık kazandığı için, kadına ilişkin körlüğü kırmak atomu parçalamak kadar zor bir iştir. Bu körlüğü kırmak büyük entelektüel çaba harcamayı, mücadele etmeyi ve egemen erkekliği yıkmayı gerektirir.

Kadın mücadelesinin sınırlandırılmasının sistemsel araçları

Bir nevi toplumun “ideolojik fethi” gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu fetih son yıllarda özellikle toplumsal cinsiyet, kadın özgürlük ve kimlik (etnik, cins) mücadelesi özelinde yapılmaya çalışılmaktadır

Şiddetin görünmeyen yüzü; Kurumsallaşan yapısal şiddet

Yıllarca toplumda ki bireyler şiddetin fiziksel olacağına o kadar alıştırılmış, kabullendirilmiş, normalleştirilmiş ki diğer şiddet türlerinin bazen şiddet olduğunun bile farkına varılamıyor

Jineolojinin yöntem gelişimi ve eşitlik kavramına bakışı

Jineoloji toplumsal olarak inşa edilen kadını, bağışıklık kazanan erilliği, tüm eşitsizlikleri, kölelikleri, despotlukları, faşizmi ve militarizmi besleyen ilişki ağını çözmek ve parçalanmak zorunda olduğumuzu söylüyor