Kadıneki Çeviri,

Yeni bilim teknikleri antik kadın savaşçılar hakkında bize ne anlatıyor?


Annalee Newitz-15 Oca 2021

Foto: Claire Merchlinsky 

Koltuk tarihi meraklıları, Amazonlar ve Valkyrieler gibi kadın savaşçıların hâkim olduğu efsanevi toplumları takıntı haline getirmeyi sever. Açık konuşalım. Bu bulgular eski bir anaerkilliği ortaya çıkarmaz. Ama erkeklerin egemen olduğu düşüncesini de doğrulamıyor

Son araştırmalar, erkeğin her zaman avcı olmadığını bizlere gösteriyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nin sonunda bir kadın başkan yardımcısı olması dikkat çekici olsa da, bunu eşi görülmemiş bir başarı olarak adlandırmayı bırakalım. Son zamanlarda yapılan bazı arkeolojik araştırmaların da göstermiş olduğu gibi kadınlar, binlerce yıldır lider, savaşçı ve avcı olmuştur. 

Bu yeni bilim, antik çağda cinsiyet rolleri hakkında uzun süredir devam eden tüm inançlara meydan okumakta ve bizi bugün kadınların o dönemki işleri hakkında yeniden düşünmeye teşvik etmektedir. Kasım ayında bir grup antropolog ve araştırmacı, Science Advances adlı akademik dergide And Dağları'nda gömülü 9.000 yaşındaki büyük bir avcının kalıntıları hakkında bir makale yayınladı. Dönemin diğer avcıları gibi, bu kişide de mermi izleri, deri yüzmek için kazıyıcılar ve bıçak gibi görünen bir alet dahil olmak üzere büyük bir avı takip etmekle ilişkili özel bir alet takımı ile gömülüydü. 

Bacak kemikleri yetişkin bir erkek avcı için biraz zayıf görünse de vücudunda sıra dışı bir şey yoktu. Ancak bilim insanları, adli tıptan ödünç aldığı bu kişinin diş minesinden amelogenin adlı bir proteinle, dişi mi yoksa erkek mi olduğunu ortaya çıkaran bir yöntem ile avcının dişi olduğu ortaya çıkardı. Ellerinde bu bilgilerle, araştırmacılar hemen hemen aynı döneme ait Amerika'daki bu mezarlıktan 107 diğer kalıntıyı yeniden inceledi. Avcı aletleriyle gömülü 26 mezardan 10'ununun kadınlara ait olduğunu görünce şaşırdılar. 

Oklahoma Norman Üniversitesi'nde bir arkeolog olan Bonnie Pitblado, Science dergisine yaptığı açıklamada, bu araştırma sonuçlarının ve bulguların "kadınların her zaman avlanabildiğini" gösterdiğini söyledi. Yeni veriler, arkeoloji alanında etkili bir dogmayı sorgulatıyor. 

Eski toplumlarda erkeklerin ve kadınların kesin olarak tanımlanmış rolleri olduğu nosyonudur: Erkekler avlanır ve kadınlar toplar. Şimdi ise bu teori çürüyor gibi görünüyor. And Dağları'nda bulunan bu kalıntı dikkat çekici olsa da bu eski arkeolojik kalıntıları, yeni bilimsel teknikler kullanıp yeniden inceleyerek bulunan ilk kadın avcı veya savaşçı değildi. Bu tür bir keşif, tek bir grupla veya dünyanın bir bölümüyle sınırlı da değildi. Bilim insanları üç yıl önce, 19. yüzyılın sonunda İsveç'te bir arkeolog olan Hjalmar Stolpe tarafından kazılan 10. yüzyıldan kalma bir Viking savaşçısının kalıntılarını yeniden inceledi. Bu iskelet; bir kılıç, iki kalkan, oklar ve iki atla bir dağın zirvesine gömülmüş durumda. Arkeologlar, orijinal kazıdan başlayarak on yıllar boyunca Viking'in bir insan olduğunu varsaydılar. 1970'lerde ise araştırmacılar iskeletin yeniden bir anatomik değerlendirmesini yaptıklarında, Viking'in aslında bir kadın olduğunu düşünmeye başladılar. Ancak daha sonra bir grup İsveçli arkeolog ve genetikçinin, 2017 yılında bu kalıntıdan DNA çıkardı ve savaşçının cinsiyetinin kadın olduğunu net bir şekilde ortaya çıkardı. 

Bu bulgu, iskeletin gerçekten bir savaşçı olup olmadığı konusunda tartışmalara yol açtı, akademisyenler ve uzmanlar revizyonist tarih dedikleri şeyi protesto etti. Genetik cinsiyet tespiti bu nedenle tartışılmaz olsa da (iskeletin kemiklerinde iki X kromozomu vardı), bu eleştiriler İsveçli araştırmacıların kanıtları bir kez daha incelemelerine ve 2019'da ikinci, daha bağlamsal bir analiz sunmalarına yol açtı. DNA çalışması cinsiyet belirleyici olmasına rağmen, tekrar yapılan araştırmada sonuç yine kişinin kadın bir savaşçı olduğuydu. 

Muhalifler adil bir şekilde puanlar topladı. Arkeolojide, araştırmacıların itiraf ettiği gibi, bir topluluğun neden belirli nesnelerle birini gömdüğünü her zaman bilemeyiz. Ve bir kadın savaşçı, birçok kadının lideri olduğu anlamına gelmez, tıpkı Kraliçe I. Elizabeth'in hükümdarlığının daha büyük bir feminist hareketin parçası olmaması gibi. 

1960'larda, şu anda güneybatı Illinois'de bulunan antik Cahokia kentinde, biri diğerinin üzerinde diğer iskeletlerle çevrili iki merkezi gövdeye sahip 1.000 - 1.200 yıllık bir mezarlık olan arkeolojik kazı ortaya çıkarıldı. Mezar; boncuklar, mermi uçları ve diğer lüks eşyalarla doluydu. O sırada arkeologlar, bunun yanlarında hizmetkârlarının bulunduğu iki yüksek statülü erkeğin bedeni olduğu sonucuna vardı. 

2016'da arkeologlar mezar üzerinde tekrar yeni bir inceleme yaptılar. Ortadaki iki figürün bir erkek ve bir kadın olduğu ortaya çıktı; diğer erkek-kadın çiftlerle çevriliydi. Bu çalışmayı Illinois Üniversitesi'ndeki Illinois Eyalet Arkeolojik Araştırması'ndan meslektaşları ile diğer kurumlardan bilim insanlarıyla birlikte yürüten Thomas Emerson, Cahokia keşfinin erkek ve kadın soyluluğunun varlığını gösterdiğini, erkeklerin baskın figürler olduğu ve kadınların küçük roller oynadığı bir sistem olmadığını söyledi. 

Koltuk tarihi meraklıları, Amazonlar ve Valkyrieler gibi kadın savaşçıların hâkim olduğu efsanevi toplumları takıntı haline getirmeyi sever. Açık konuşalım. Bu bulgular eski bir anaerkilliği ortaya çıkarmaz. Ama erkeklerin egemen olduğu toplumlar düşüncesini de doğrulamıyor. Gösterdikleri şey çok daha sıradan ve ilişkilendirilebilir: Bazı kadınlar savaşçı ve liderdi; hepsi değildi. Eşitsizlik vardı ama mutlak değildi ve zaman içinde çok fazla değişim oldu. Kadın gücü ve cinsiyet rolleri söz konusu olduğunda, geçmiş şimdiki kadar belirsizdi.

Çeviri: Mizgin Tekin

Kaynak: https://www.nytimes.com/2021/01/01/opinion/women-hunter-leader.html?searchResultPosition=11

 


Etiketler : Kadın avcılar, And Dağları, Antik Çağ,


...

Annalee Newitz