Kadıneki Yazı,

Umutsuzluğa kapılırsan bu kalabalığı hatırla!


Oya Açan-04 Haz 2023

Asıl yenilgi ise pes ederseniz gösterir kendini. Asıl yenilgi sadece aldığınız darbeleri düşünürseniz gelir yerleşir hayatınızın orta yerine. Kollarınızı yana düşürür, mecalsizleştirir... Hiçbir silahla yaralanmadığınız halde ölümünüz asıl bundan sonra başlar

‘‘Battığımız dalgalardan
Yükselecek olan sizler
Zaaflarımızdan söz ederken
Unutmayın
Karanlık çağı da
Sizlerin kurtulmuş olduğu’’

(Brecht)

Aklın iyimserliği, deneyimlerimizi de yeni bir kalıba dökerek biçimlendiriyor.

Tercihlerimiz yönlendiriyor bizi. Gerekirse dalgalara batmaya, batıp çıkmaya ya da çıkamamaya... Anlamlı olan bu çünkü, hayata risklerden ya da tehlikelerden bakarak steril ve asûde bir akış anlamsız geliyorsa neden dalgalara atıldığımızı, nasıl batıp sonradan çıkabildiğimizi öğreten/kazandıran deneyimi kim verebilir bize kendimizden, kendi mücadelemizden, onun yarattığı izlerden başka?

Kalabalıklarla hemhal olmadıkça hangimize ne söyler şu güzelim slogan: “Umutsuzluğa kapılırsan bu kalabalığı hatırla!”

Sadece o anı değil, o anın kışkırttığı motivasyonu ve iradeyi, kazanmak için önce sebat etmek gerektiğini yaşamayan nereden bilecek? Kalabalıklarla anlamlanan, kendini başkasında bulan toplumsal varlık nasıl ayakta kalıp rüzgara karşı yürüyecek?

Aklın iyimserliği, algının seçiciliğini de koşulluyor.

Son 40-50 yılı düşündüğümde “nedense” hep bizi ileriye, geleceğe taşıyacaklarına emin olduğum örnekler geliyor aklıma. Bütün yoksunluklara, acılara, işkence ve imha saldırılarına karşı kendisi için ve halkı için dik durmaktan vazgeçmeyen kadınları düşünüyorum. İşte, okulda, fabrikada, zindanda duruşlarından ve onurlarından milim şaşmayan o direngen varlıkları...

O kadar uzağa gitmeye de gerek yok, Gezi Direnişi'ndeki kadınları hatırlamak yeter de artar. Gezi'nin 10. yıldönümündeyiz zira.

Gezi'de, “Aile yıkılırsa Türkiye de yıkılır” diyen erkek egemen devlet karşısında onun anası, bunun karısı olarak değil, yaşam ve varlık mücadelesinin özneleri olarak her cephede savaşan, kitlesel öncülük yapan kadınları gördük. AKP'nin kadın düşmanı politikalarının her kesimden kadında yarattığı öfke ve isyan onların baş eğmez ırmağını da kendilerini içinde anlamlandırdıkları okyanusa yöneltti. Gezi'de ortaya çıkan enerjiyi en iyi kadınlar duyumsadı, bu toplumsal isyanın asıl eksikliğini çektiği daha güçlü ve kapsamlı örgütlenme çağrısını en iyi onlar anladı. Zaten bu yüzden, diğer bileşenlerden farklı olarak kadın dinamiği toplumsal muhalefetin başını çeken bir rol oynadı ve oynuyor.

Aklın iyimserliği gerçeklerle yüzleşme cesareti kazandırıyor.

İrili ufaklı her çarpışmayı kazanamazsınız, çarpışmalara girmek vurmak vurulmak, yara almak demektir. Ne var ki tayin edici bir savaşı ancak daha önceki çarpışmalarda bıraktığınız boşlukları, gösterdiğiniz yetersizlikleri, isabetsiz hamlelerinizi, tutukluk gösterdiğiniz anları, gereksiz çıkışlarınızı, bir bütün olarak hatalarınızı masaya yatırır -başta kendinizinkiler olmak üzere- kapımızdan içeri girmiş, bize kendisini dayatan gerçeklerin gözüne cesurca bakar, samimi bir özeleştiri yapıp sonraki muharebeler için ders çıkarırsanız kazanabilirsiniz.

Asıl yenilgi ise pes ederseniz gösterir kendini. Asıl yenilgi sadece aldığınız darbeleri düşünürseniz gelir yerleşir hayatınızın orta yerine. Kollarınızı yana düşürür, mecalsizleştirir... Hiçbir silahla yaralanmadığınız halde ölümünüz asıl bundan sonra başlar.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunu Tayyip Erdoğan şahsında ancak birbirine tutunarak güç olabilen gericilik kazandı. Seçime, sandığa kilitlenmiş bir seçimi kazanmak/kazanmamak değildi ve olmamalıydı bizim meselemiz.

Kadınlar, sadece dün değil yüzlerce yıldır erkek egemen sistemlere karşı savaşıyor. Haklarına göz dikmiş saldırılara, taciz ve tecavüze, kadın cinayetlerine, kıskıvrak zincirlenmeye çalışıldıkları aileye, emeklerini gasp edip kölece çalışma koşulları dayatan kapitalist sistemin reva gördüğü geleneksel rollere, gerici değer yargılarına meydan okuyor. İstanbul Sözleşmesi'ni tedavülden kaldırıyorlar, 6284'ü hedefe çakıyorlar, kadınları insanlık sınıfından çıkarmak için ne varsa piyasada... Onlar bütün bunlara pabuç bırakmadan sokakta ve mücadelenin her alanında öfkeyi örgütlüyor. Faşizme ve gericiliğe boyun eğmeden, geriye bakmadan, umudunu yitirmeden nefes nefese bir savaşım yürütüyor.

Hayatımızı çöle çevirmeye çalışan bu soysuzları, kadın düşmanı, LGBTİ+ düşmanı, mülteci düşmanı politikaları dün de püskürtme mücadelesindeydik, yarın da aynı kulvarda olacağız.


Etiketler : Kadın Mücadelesi, Gezi direnişi, taksim direnişi, kadın direnişi,


...

Oya Açan