Kadıneki Yazı,

Tarımda çocuk işçiliğini "bitirecek" 29,7 milyon Euro!


Nebile Irmak Çetin-01 Eki 2021

Türkiye'de çocuk tarım işçi oranı yüzde 31'dir, bu da kız çocuklarının omuzunda... “Mevsimlik tarımda çocuk işçiliğini ortadan kaldırma” projesi için AB, Türkiye'ye 29,7 milyon Euro verdi... Fonların akıbeti Türkiye'de pek parlak değil... 

Bu başlık bir proje tanıtımının başlığı, projeyi anlatmadan önce, çocuk işçiliğinin acımasız dünyasında yaşananları kısaca hatırlayalım...

Dünyada ve coğrafyamızda çocuk işçiliği vahim boyutta yükseliyor; savaşın yerle bir ettiği topraklarından koparılan göç mağduru mülteciler ve ekonomide yaşanan krizin yaratmış olduğu derin yoksulluk, artan şiddet ortamı çocuk işçiliğini arttırıyor. Çocuklar, çocukluklarından kopartılarak farklı sektörlerde, küçücük bedenleri ve gelecek hayalleri tüketilerek çalıştırılıyorlar.

Bir kısmı fuhuş-uyuşturucu-organ mafyasının elinde ticari araç haline geliyor. Bir bölümü geri dönüşüm işçiliğinde sokaklarda ve çöplerde, tedavisi-telafisi mümkün olamayacak hastalıklara davetiye çıkaracak her türlü virüsün koynunda; birileri ağır sanayide uzun çalışma saatleri ile tehlikeli işlerde kir pas içinde; büyük bölümü de yazın kavurucu sıcağı altında, sonbaharda soğuk havalarda, barınma sorunu yaşayıp, hijyen-beslenme vb. insani olanaklardan yoksun, hatta gittikleri illerde ırkçı saldırılara uğrayıp linç kültürünün mağduru gezici tarım işçisi.

Burada sayamayacağım kadar çeşitli sektörlerde ise “eti senin-kemiği benim” anlayışı ile çırak olarak çalıştırılırken, kulağı çekilen, tokat yiyen, küfür-hakaret edilen ve şiddetin her biçimine maruz kalan yüz binlerce çocuk.

Kapitalist sistemin, gelecekte de kölelik koşullarında ve ucuza çalıştıracağı emek potansiyeli olan çocuklara sunduğu seçenek, zindan karası bir yaşam ve derinleştirdiği yoksulluk ile yaratmış olduğu tahribattır. Kapitalist sistemin başka bir yüzü ise “sağ gösterip, sol vurmasıdır.”

Güdümündeki kapitalist devletler ve işveren ile işçi örgütlerinin de dahil olduğu uluslararası çalışma örgütü ILO, çocuk işçiliğiyle ilgili de araştırmalar yapar, topladığı verileri dünya devletleriyle paylaşır ve çocuk işçiliğinin önlenmesi için tavsiye kararları alır. Üye devlet de "tavsiye kararlarına uyacağını kabul eder.” Hatta ILO kararlarından biri olan, çocuk işçiliğiyle mücadele günü olarak 12 Haziran kabul edilmiştir. Bu tarihte her ülke çocuk işçiliğini bitireceğine yönelik çeşitli açıklamalar yapar.

Projenin açılışı Ordu'da yapılmıştı

Haziran 2021'de ILO'nun yayınladığı rapora göre, dünya genelinde 160 milyon çocuk zorunlu çalışıyor. Türkiye de çocuk işçiliğini bitireceğini vadeden devletler arasında. Yıl içinde açıklanan resmi verilerde ise -resmi verilerin güvenirliliği tartışma konusu olmasına rağmen- 720 bin çocuk işçi tespit edilmiş. Bu çocukların çoğu eğitime erişemiyor ve kaçak çalışıyor. Çalışanların yarısını 5 ila 11 yaş arası çocuklar oluşturuyor.

Daha vahimi ise salgının başlamasıyla 2022'ye kadar tüm dünyada 9 milyon çocuk, işçiliğe itilme riski ile karşı karşıya ve çocuklar sosyal koruma kapsamına alınmadığı takdirde bu sayı 46 milyona kadar çıkabilir.

Bu şartlar altında bir yılı aşkın bir süredir corona virüs salgınında hızlı yayılma, okullarda tedbir ve hijyen sorunları vs. tartışmaları eşliğinde eğitime verilen uzun aranın ardından, 6 Eylül'de okullar açıldı. Eğitime erişebilen çocukların ailelerinin ise eğitim masraflarını (forma, kırtasiye, servis vb.) gidermede zorlandıklarını, hatta bankalara borçlanarak kredi çektiklerini yakın çevremizden gördük, medyadan da izledik. Bu detaylara çok girmeyeyim, meseleyi izleyen sorumlu kurumlar zaten konuyla ilgili araştırıyor, eksikleri ve tepkilerini kamuoyuyla paylaşıyorlar.

Aslında çocuk işçiliğini daha önce de yazmıştım, bu kez okulların açılmasıyla birlikte okula gidemeyen çocuk işçiliğini yazmayı istedim. Önemli bulduğum ve takip edilmesi gereken bir detayı paylaşmaktır amacım. Bu çerçevede Türkiye'de kız çocuklarında çocuk işçilik daha yaygın, kız çocukları işyerlerinde toplumsal cinsiyet sorunu yaşıyor, haftada en az 21 saat ev işleriyle ilgileniyorlar. Ablaları kadın işçinin kaderini, çocuk bedenleriyle kırsal kesimde gezici tarım işçisi olarak yaşıyorlar.

Türkiye'de tarımda çalışan çocuk işçiliği oranı yüzde 31'dir, bu da kız çocuklarının omuzunda yürüyor. Kız çocuk işçiliğinde görülen ağır sömürü yükü, araştırmalar sonucu ortaya konulmuş ve bu sömürüye karşı mücadele edilmesi projelendirilmiştir. 

AB kaynaklarıyla büyük finans;

Türkiye'de “Mevsimlik tarımda çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması” projesinin açılışı 12 Ağustos 2021'de Ordu'da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Genel müdürlüğü ile Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) Türkiye temsilcisinin katılımıyla yapıldı.

AB fonlarıyla desteklenen bu proje için Türkiye'ye 29,7 milyon Euro verildi. 40 aya yayılan bu projenin amacı; mevsimlik tarımda aileleriyle birlikte hareket eden ve tarım işlerinde çalışan/çalışma riski altında olan çok sayıda (12 bin) kız çocuğu başta olmak üzere, çocuk işçilere yerinde eğitim, danışmanlık ve rehabilitasyon hizmetlerinin sağlanması. Eğitim, kırtasiye malzemeleri, hijyen kitleri, kıyafet ve gıda desteğinin verilmesi. Yerleşim alanlarındaki mevsimlik tarım işçi çocuk ve ailelerinin yaşam koşullarının düzeltilmesi, çocukların ve ailelerinin mesleki becerilerinin geliştirilmesi.

Bu çocuk sömürüsünü azaltacak önemli bir kaynaktır ve Kürt illerinden batıya göç eden gezici tarım işçisi Kürt emekçilerinin kız çocukları başta olmak üzere, Kürt çocuklarını kapsayan bir proje olduğu da anlaşılıyor. Urfa, Mardin, Adıyaman ve Diyarbakır gibi kentlerden, Adana, Mersin, Hatay, İzmir, Manisa, Ordu, Bursa, Düzce ve Konya'ya göç eden Kürt emekçilerini kapsayan, onların yaşam standartlarında iyileştirme başta olmak üzere, çocuk işçiliğinde toplumsal cinsiyeti ve çocuk işçiliğini ortadan kaldırmaya dönük bir projedir. 29,7 milyon Euro da hatırı sayılır bir rakamdır. Amacına uygun kullanılırsa, kız çocukları başta olmak üzere çocuk işçiliğini bitirmese de azalmasında belirleyici olacaktır.

Demokratik ve adil yönetilen ülkelerde bu tür dayanışmacı projeler genellikle konunun muhatabı sivil toplum örgütleri öncülüğünde veya gözetim-denetiminde ve takibinde yapılır. Kamuoyunda ses getirmesi gereken bu proje, ne sendikalarda ne de konuyla ilgisi olan STK'larda gündem olmadı.

Çocuk işçiliğinin önlenmesi için önem arz eden bu projenin ses getirmemesi manidardır. Çünkü fonların akıbeti Türkiye'de pek parlak olmayıp amaç dışı kullanılması hep tartışılır olmuştur. Tıpkı işçinin “kara gün akçesi olan” işsizlik fonunun işini kaybeden ve yoksulluk içinde yaşayan işçiye değil de, işverenlere ve müteahhitlere ödenek olarak aktarılması gibi.

O halde muhatap kurum olan sendikalar başta olmak üzere, çocuk işçiliğiyle mücadele eden STK'lar, konuyla ilgili araştırma yürüten akademi çevreleri ve tarım işçisi çocukların aileleri, emekten yana siyasi partiler, ILO sözleşmesi gereği AB’nin finanse edeceği, çocuk işçiliğini azaltacak 29,7 milyon Euro'nun amacına uygun kullanılmasını takip etmeli ve taraf olmalıdır.


Etiketler : Çocuk işçiler, Çocuk işçiliği, Mevsimlik tarım işçisi çocuklar,


...

Nebile Irmak Çetin