Kadıneki Çeviri,

Sri Lanka'daki Anayasa krizi ve yeni hükümet mücadeleleri


Nalini Rathnarajah-01 Ağu 2022

Kadınlara, etnik ve dini azınlıklara eşit ve onurlu bir ülke istiyorsak, tüm vatandaşların eşit fırsatlardan yararlanarak ve eşit katılımla eşit yaşamasını istiyorsak, herkes için insan haklarına saygılı bir Anayasaya ihtiyacımız var 

Rajapaksa ailesi, Sri Lanka'da son 40 yılda, özellikle savaş sırasında, 2009'a kadar ve sonrasında birçok insanın kaybolduğu, kaçırıldığı veya öldürüldüğü tüm insan hakları ihlallerinin ana nedenidir. Ancak Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları (LTTE) ile 27 yıldır ayrılıkçı bir savaşın içinde yaşadığımız için, halkın çoğunluğu Rajapaksa kardeşleri destekledi. Halk onları savaş kahramanları olarak görüyordu. Gotabaya Rajapaksa, savaş sırasında savunma bakanıydı. Yani 2018'deki son seçimde insanlar ona başkan olması için oy verdi. 2015 yılına kadar Gotabaya'nın ağabeyi Mahinda Rajapaksa cumhurbaşkanıydı.

2015 yılında Birleşik Ulusal Parti hükümetiyle ülkede bir değişiklik getirmiştik ama bu uzun sürmedi. Rajapaksa ailesi, savaş zamanlarıyla bağlantılı Müslüman karşıtı bir gündem olan 'Tek Ülke Tek Kanun' sloganı altında iktidara geri döndü. Bu gündem, IŞİD'in üstlendiği Paskalya Saldırısı sonrasında daha da güçlendi. (1) O zamanlar halk, Müslüman karşıtı bir hükümetin ülkeyi yeni bir iç savaştan koruyacağına gerçekten inanıyordu. Sonra nüfusun çoğunluğunu oluşturan Sinhala Budistlerinden daha fazla destek almaya başladılar. Seçimlerinden kâr elde etmek için her zaman ırkçı ve aşırı dinci söylemlere yatırım yaptılar.

Bütün bu tarihi meseleler yüzünden iktidara geldiler ama ekonomiyi yönetemediler. Kötü yönetimleri ve otoriter yönetim yapıları nedeniyle, hükümet 2021'de iki milyar dolar tutarındaki iç borcunu ödemek için döviz rezervlerini azalttı. Parayı aldılar çünkü Çin'den çok sayıda kredimiz vardı. Ülke, Çin'den milyarlarca dolarlık düşük faizli kredi aldı, ancak bu durum ada ulusunu bazı analistlerin onu temerrüt eşiğine getirdiğini söylediği bir döviz krizine sürükledi.

2021'de hükümet, 2 milyar dolar tutarındaki borç ödemelerini karşılamak için döviz rezervlerini azalttı. 2022, Ocak ve Haziran aylarında ise sırasıyla 500 milyon dolar ve 1 milyar dolar tutarında kredinin vadesi dolacak. Sri Lanka'nın iç ve dış kredilerde tahmini 7,3 milyar doları geri ödemesi gerekecek. Ancak Kasım ayı itibarıyla mevcut döviz rezervleri sadece 1,6 milyar dolar seviyesindeydi.

Sri Lanka'nın en zengin %20'si tüm gelirin yaklaşık %53'üne sahipken, en yoksul %20'si yalnızca %4,5'ini alıyor. Eşitsizlik son derece belirgin ve şiddetli ve ülke borç tuzağına düşmüş durumda.

Bu nedenle hükümet, ülkede büyük bir sorun haline gelen ve özellikle tabandaki vatandaşları etkileyen petrol, gübre ve gerekli gıda maddelerini satın alamıyor. Yakıt kalemlerindeki sorun da çok büyük. Bunun eksikliği artık ülkede elektrik kesintilerine neden oluyordu. Bu makinelerin çalışması için benzin gerekli. Enerji olmadan fabrikalar, ofisler ve şirketler çalışmaz. Dış gelirin bel kemiği olan hazır giyim sektörü ve çay ihracatı sektöründeki fabrikalar, alıcıların ve pazarın talebini karşılayacak düzeyde üretim yapamıyor. Kadınlar bu sektörlerde ana işgücü olduğu için işlerini ve gelir kaynaklarını kaybetmekte, bundan daha fazla etkilenmektedir.

Plantasyonlar ve çiftçiler, gübre eksikliği nedeniyle 2021'den beri düzgün çalışmıyor. Bu yıl hiçbir geliri olmayan çiftçileri ve gıdası olmayan ülkeyi etkileyen gerekli hasat yapılamadı. Yakıt eksikliği, halkı benzin veya pişirme gazı almak için kilometrelerce uzun kuyruklarda sokaklara döküyor. Anneler çocukları için benzin ve yiyecek bulmak için yollara çıkıyor.

Hastanelerde ilaçsız ve oksijensiz insanlar ölüyor. Dünya Bankası, Covid-19 pandemisinden bu yana yaklaşık 500.000 kişinin yoksulluk sınırının altına düştüğünü tahmin ediyor. Bu şimdi daha da kötüleşiyor. Genel gıda maddelerinin fiyatları %15'ten fazla arttı. Milyonlar işini kaybetti ve genellikle GDP'nın %10'undan fazlasına katkıda bulunan turizmden elde edilen hayati yabancı gelir önemli ölçüde azaldı. Seyahat sektöründe 200.000'den fazla insan geçim kaynağını kaybetti. Bunların hepsi Rajapaksa ailesinin kötü yönetiminin bir sonucu. Geçtiğimiz on yıllar boyunca insan hakları, iyi yönetim ve anayasal kriz hakkında konuşuyoruz ve insanlar bizi ulusa ihanet edenler olarak bellemiş durumda.

Taban hareketleri

İlk başta Çin'den alınan krediler, nüfusa Sri Lanka'nın başkenti Kolombo'nun yeni bir Singapur, gelişmiş bir liman kenti olacağı vaadiyle haklı çıkarıldı. Daha sonra insanlar aldatıldıklarını anlayıp protesto etmeye başladılar. Bu protestolar o kadar güçlüydü ve o kadar çok baskı yapıldı ki, cumhurbaşkanı geçici bir hükümet kurdu ve başbakan olan kardeşi Mahinda Rajapaksa'dan istifa etmesini istedi. Ondan önce, diğer bakanlar zaten istifa etmişti. Protestocular cumhurbaşkanının da istifasını istedi. Talebimiz tüm ailenin siyaseti bırakmasıydı.

Tüm bu sorunların temel nedeni, Anayasa'nın cumhurbaşkanına, yargıya ve yasama organına aşırı yetki vermesiydi. Anayasayı yönetenleri koruyan bir anayasa değil, 'Halkın Anayasası' olacak şekilde değiştirmeliyiz. Yöneticiler, bir ülkenin parası ve ekonomisiyle, halkın denetleme mekanizması olmadan istediklerini yapamamalıdır.

Daha önce, onları sorgulayan ya da eleştiren herkes kaçırılır ya da öldürülürdü ya da bir hikaye uydurup sizi hapse atarlardı. Şimdi yeni bir hükümet istiyoruz. Kadınlar bu durumla mücadele ediyor ama öncelikleri temel ihtiyaçlar. Yiyecek, su ve gaz yaşamın temelidir ve şu anda kolayca bulunamıyorlar. Kadınlar, daha fazla etkilenen iki alan olan hazır giyim sektöründe ve tarımda çalışanların %80'ini oluşturuyor. Ve işlerini kaybetmeleriyle birlikte kriz daha da büyüyor. Ayrıca, yüksek fiyatlar nedeniyle, kayıt dışı sektördeki kadınların satacak daha fazla ürünü ya da onlardan ürün alacak insan bulamıyor.

Sri Lanka'da başlıca üç etnik köken vardır: Tamiller, Müslümanlar ve Sri Lankalılar. Siyasi olarak, parti siyaseti kadınları etnik olarak böldü. Bunun dışında bölgesel olarak bölünmüş durumdayız. Müslüman kadınları, Müslüman siyasi partileri destekleyecek ve böyle devam edecek. Bazılarımız birlikte çalışıyoruz, ancak kadınların çoğu mücadelelerinde ayrılıyor. Bunun nedeni ayrılıkçı çatışmanın son 40 yılı. Bu kin ve bölünme bilinçsizce zihinlere işlendi. Bu kadınlar bu ekonomik ve anayasal krizlerden eşit derecede etkileniyorlar, bu yüzden bir araya gelmeleri gerekiyor.

Bunun bir başka yönü de Güney Asya'da siyasette kadının varlık oranının düşük olması. Parlamentoda yüzde 5,8'den fazla değiliz. Yerel yönetimlerde 2018'de %25 kota getirdik. Siyaset söz konusu olduğunda, etnik köken, din, bölge ne olursa olsun hiç bir siyasi parti kadınlara öncelik vermiyor veya kadınların kararlara katılımını tanımıyor. Ancak bu protestolarda cephede savaşan birçok genç kadın gördük. Mücadele, bu kadınların siyasete katılması için alan açmaktır, çünkü bugün karşılaştığımız sorunlar ve şiddet, erkek yöneticiler tarafından desteklendi ve köpürtüldü.

1931'de Sri Lanka'da kadınlara oy hakkı verildi. 90 yıldan fazla bir süre geçti, ancak Parlamentoda 225 sandalyeden sadece 13'ü kadınlara ait. Kadınlara, etnik ve dini azınlıklara eşit ve onurlu bir ülke istiyorsak, tüm vatandaşların eşit fırsatlardan yararlanarak ve eşit katılımla eşit yaşamasını istiyorsak, herkes için insan haklarına saygılı bir Anayasaya ihtiyacımız var. Bu, insanların haklarının güvence altına alınmasını ve sosyal adalete erişimlerini sağlar.

(1) 2019'da Paskalya Günü'nde, üç Kilise ve üst düzey oteller de dahil olmak üzere birçok şehir ve lokasyonda sekiz bomba patlatıldı. O gün 250'den fazla kişi öldü ve yaklaşık 500 kişi yaralandı.

*Çeviri: Gözde Çağrı Özköse

*Kaynak: https://capiremov.org/en/analysis/the-constitutional-crisis-in-sri-lanka-and-the-struggles-for-a-new-government/


Etiketler : Sri Lanka, Tamiller, Tamil gerillaları, Sri Lanka'da halk isyanı,


...

Nalini Rathnarajah