Kadıneki Çeviri,

Kürt siyasetine Türk milliyetçi saldırı ilk değil


Meghan Bodette-01 Tem 2021

Kürt sorununu çözmediği her gün için Türkiye, faili meçhul cinayetlerin, ezilmiş muhalefetin ve otoriter güç suistimallerinin ülkesi olmaya devam edecektir

17 Haziran'da bir Türk milliyetçisi, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) İzmir ofisine saldırdı ve Deniz Poyraz adlı bir Kürt kadınını öldürdü. Bu saldırıyı Onur Gencer adlı şahsın planladığı ortaya çıktı. Polise daha çok insan öldürmeyi istediğini ancak binada yalnızca bir kişinin bulunduğunu söyledi. 

Gencer'in sıradan bir suçlu olmadığı da belliydi. Instagram hesabı, kısa süre önce Türk kontrolündeki Kuzey Suriye'de vakit geçirdiğini ve oradayken silahlara kolayca erişebildiğini ortaya koydu. Sosyal medya hesaplarındaki görüntülerde milliyetçiliğe yönelik eğilimleri de göz önündeydi. Bir görüntüde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidar koalisyonunun bir parçasını oluşturan Milliyetçi Hareket Partisi'ne (MHP) bağlı aşırı sağcı bir grup olan Bozkurtlar ile bağlantılı bir el hareketi yapıyor.

HDP'nin ofisleri sürekli gözetim altında olmasına rağmen, Gencer içeri girerken durdurulmadı. Cinayetin ardından gelen polisler, kendisini güç kullanmadan gözaltına aldı, kendisine çok nazik bir sorgu yapıldı ve olay yerinden uzaklaştırıldı.

Cinayet, Türkiye'nin çözülmemiş Kürt sorununun şiddetli köklerini, ülkenin derinleşen iç otoriterliğinin ve genişleyen dış savaşların arkasındaki itici gücü gün yüzüne çıkardı. Aynı zamanda, daha önceki pek çok trajedi gibi, eşit haklara ve kendi kaderini tayin hakkına dayalı bir siyasi çözüm olmaksızın, yalnızca daha çok ölüm, derinleşen köklü çatışmalar olacağını kanıtladı.

Şiddetin tarihi

İzmir'deki silahlı saldırı, sivil bir Kürt partisinin iktidar yanlısı bir saldırgan tarafından uğradığı ilk saldırı değildi.1990'larda Türkiye'de ilk Kürt siyasi partilerin kurulmasından bu yana, bu partilerin üyeleri ve destekçileri güvenlik güçleri, devlete bağlı gruplar tarafından tehdit edildi ve nicesi öldürüldü. 1991 yılında Halkın Emek Partisi lideri Vedat Aydın, Diyarbakır'daki evinden polis olduğunu iddia eden silahlı kişiler tarafından kaçırıldı. Cesedi iki gün sonra şehirden kilometrelerce uzakta bulundu.

1993 yılında Batman'da Demokrasi Partisi'nden seçilen milletvekili Mehmet Sincar, başka bir Kürt siyasetçinin cenazesine katıldıktan sonra vurularak öldürüldü. Parlementoya seçilen ilk Kürt kadını Leyla Zana, meclisteki yeminine tek bir Kürtçe cümle eklediği için milliyetçi kişilerin hedefi haline geldi ve defalarca saldırganlar onu öldürmeyi planladıkları bildirdi. Uluslararası Af Örgütü'nün bir raporu, Sincar'ın cinayetinden önceki iki yıl içinde partisinin öldürülen 54. ve en yüksek rütbeli üyesi olduğunu kaydetti.

Bu cinayetler, halklarının temsilcisi olarak çalışmaktan başka hiçbir suç işlememiş Kürt politikacılarını hedef alan Erdoğan yönetimine kadar devam etti. 2016 yılında Seve Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır, Silopi kuşatma altındayken ordunun hedefi oldu. Cizre Halk Meclisi eşbaşkanları Mehmet Tunç ve Asya Yüksel, aynı yıl bodrumlarda mahsur kalarak diri diri yakılan yüzlerce sivil arasındaydı. 

HDP'ye baskı

Türkiye'nin, HDP'ye yönelik söylemleri, daha fazla şiddet için uygun bir ortam yarattı ve muhtemelen saldırının kışkırtıcı faktörlerinden birisi HDP'ye yönelik politikalardı.

2012 yılında kurulan HDP, kendinden önceki Kürt partilerin mirası üzerine inşa edilirken, tüzüğünü kadınlar, gayrimüslim azınlıklar ve LGBT topluluğu da dahil olmak üzere Türkiye'deki diğer ezilen grupların kaygılarını da içerecek şekilde genişletti. Devlet ile Kürdistan İşçi Partisi (PKK) arasındaki barış görüşmeleri 2013'te başladığında, HDP'li siyasetçiler arabulucu olarak kilit rol oynadılar.

Saldırıya uğrayan HDP İzmir İl binası

Ancak, barış görüşmelerinin yarattığı demokratik bir açılımı mümkün kılan partinin seçimlerdeki popülaritesi, Erdoğan için bir tehdit haline geldi. Haziran 2015 parlamento seçimlerinde HDP, Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) çoğunluğunu reddederek 6 milyondan fazla oy aldı ve mecliste seksen sandalye kazandı. Barışın artık seçime faydası olmadığı için, Erdoğan savaşı seçti - aşırı milliyetçilerle ittifak yaptı, PKK ile savaşmaya devam etti ve HDP'yi Türkiye'nin siyasi haritasından tamamen silme çabalarına başladı.

2015 ve 2016'da Türk ordusu, HDP'nin seçmen tabanının güçlü olduğu Kürt şehirlerini yerle bir etti ve yüz binlerce sivili yerinden etti. Aylar sonra, aralarında parti eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu onlarca seçilmiş HDP milletvekili ve belediye eşbaşkanı terör suçlamasıyla hapse atıldı. Ciddi baskılara rağmen parti, 2018 parlamento ve 2019 yerel seçimlerinde koltuk kazandı.

Bu yıl, HDP'nin resmi olarak kapatılması ve 500'e yakın önde gelen kişinin siyasetten men edilmesi için dava açıldı. HDP'li siyasetçilere ve destekçilerine yönelik açıkça şiddet içeren söylemler, artık Türk siyasi kültüründe yerini almış durumda. Aralık 2020'de MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, partiyi yok edilmesi gereken bir zararlı sürü olarak nitelendirdi. Şubat 2021'de üst düzey AKP yetkilisi Fahrettin Altun, Selahattin Demirtaş'ın yüzüne hedef nişangahları yerleştirilmiş bir görüntüsünü paylaştı. Nisan ayında İYİ Parti eski bir milletvekili, Ermeni olan HDP Milletvekili Garo Paylan'a Ermeni Soykırımı'nın faillerinden birine atıfta bulunarak "Talat Paşa deneyimini" hak ettiğini söyledi.

Hakkari'nin eski seçilmiş eşbaşkanı Dilek Hatipoğlu, gardiyanlar tarafından dövüldükten sonra Şubat 2021'de görünür morluklarla mahkemeye çıktı. Van'da Edremit'in eski seçilmiş eşbaşkanı Sevil Rojbin Çetin'in, Temmuz 2020'de evine yapılan baskında işkence gördü, soyuldu ve köpekler tarafından ısırıldı. Mart 2018'de Afrin işgalini kınayan bir konuşma yaptıktan sonra HDP'li Milletvekili Mahmut Toğrul, Meclis katında AKP milletvekillerinin saldırısına uğradı. Kırık koluyla hastaneye kaldırıldı.

HDP'nin barış taahhüdüne ve AKP'nin savaşı sürdürmedeki rolüne rağmen, son altı yılda bu eylemlerin her biri, Erdoğan hükümeti tarafından PKK ile mücadelenin gerekli bir parçası olarak meşrulaştırıldı. Onur Gencer, yetkililere "PKK'lıları" öldürmek istediği için HDP'nin İzmir bürolarını hedef aldığını söylediğinde, Erdoğan rejiminin çoğunlukla HDP yetkililerine, üyelerine ve destekçilerine yönelik kullandığı söylemi ve güç kullanımını tekrarlıyordu.

Suriye Bağlantısı

Türkiye'nin Suriye politikası her zaman Kürt sorunundan ayrılmaz olmuştur. Haziran 2015 ile Mart 2016 arasında, dört IŞİD saldırısı, siyasi açıdan hassas zamanlarda Kürtleri vurdu ve toplamda yaklaşık 200 sivili öldürdü.

Bu saldırılardan ilki, 7 Haziran 2015 seçimlerine 48 saatten daha az bir süre kala Diyarbakır'da bir HDP seçim etkinliğine isabet etti. PKK ile müzakereler bozulurken, Ekim 2015'te HDP ve diğer ilerici örgütlerin Ankara'da düzenlediği bir barış mitingini hedef alındı.

Zamanlama ve hedefler göz önüne alındığında, Erdoğan iktidarının bu saldırılardan hiçbir şekilde haberdar olmaması pek olası değil. Bu, Onur Gencer'in Suriye'deki zamanının neden önemli olduğunu anlamak için önemli bir bağlamdır. Oradayken, Instagram hesabındaki resimlerin gösterdiği gibi silah elde etme yeteneğine sahipti. Bu görüntü, izinsiz giremeyeceği Minbiç yakınlarındaki bir Türk üssünde çekildi. Türk güvenlik güçleri onun kim olduğunun farkında olmalıydı.

Onur Gencer'in sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğraflar.

Gazete Duvar'a konuşan Gencer'in eski çalışma arkadaşları, Minbiç'ten İzmir'e döndüğünde kızgın olduğunu ve sürekli ruhsatlı silah almaktan bahsettiğini söyledi. Belli ki bir tane elde edebildi. Mezopotamya Ajansı, İzmir'de yönetim kurulu başkanlığını AKP'li bir üyenin yaptığı ve AKP'li üst düzey yetkililerin sıkça ziyaret ettiği bir otelde, sık sık vakit geçirdiğini bildirdi.

Türkiye’deki denetim, düğünler hakkında konuşan Kürtleri ya da Erdoğan’la dalga geçen içerikleri paylaşan Twitter kullanıcılarını her an her yerde süpürebilirken, Türkiye’nin Suriye'deki askeri üstlerinde zaman geçiren ve bazı kaygılara rağmen silah ruhsatı alan bir kişi hükümetin radarında olabilirdi.

Başka hiçbir şey olmasa da, Gencer'in saldırısını müdahalesiz olarak planlamasına ve gerçekleştirmesine izin verildi, tıpkı kendisinden önce HDP'yi hedef alan IŞİD barbarlarına benzer bir şekilde.

Sürgündeki mafya lideri Sedat Peker'in son iddiaları, Türk devletinin eski faili meçhul cinayetlerdeki rolünü tekrar gündeme getirdi. Faili meçhul cinayetler davalarının tümünde, devletin gizli anlaşmasını onaylayan ya da reddeden hiçbir bağımsız soruşturmanın yapılmasına izin verilmedi. 

Daha kaç tane saldırının gerçekleşeceğini kimse kestiremiyor. Altı yıl önce HDP ve müttefiklerini vuran IŞİD bombalamaları da kısa bir süre içinde gerçekleşmişti. Onur Gencer, Suriye'nin çatışma bölgelerinde zaman geçirmiş aşırı milliyetçi ve Kürtlere karşı önyargılara sahip olan tek Türk vatandaşı değil. Erdoğan'ın seçim anket sonuçları düşmeye, Kürt karşıtı ve HDP karşıtı politikalar Türk siyasetinin merkezinde yer almaya devam ediyor.

Uluslararası etkiler

Kürt sorununu çözmediği her gün için Türkiye, faili meçhul cinayetlerin, ezilmiş muhalefetin ve otoriter güç suistimallerinin ülkesi olmaya devam edecektir. Bu, dünyanın görmezden gelebileceği bir sorun değil. Yıllardır ABD ve Avrupalı müttefikleri, Türkiye'nin en temel siyasi sorununa askeri çözüm çabalarını destekledi. Ancak bunu yaparak, uluslararasılaşmış bir çatışma ve şimdi kendi çıkarlarını tehdit eden bir devlet yarattılar. Yurtiçinde, istikrarsızlık sadece büyüyor. 

Kürtlerin faaliyet gösterebilecekleri son sivil siyasi alanı şiddetle kapatmak ve hükümet yanlısı aşırılık yanlılarına dizginleri vermek, bu eğilimi hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz. Kürt halkına temel hak ve özgürlüklerini veren bir siyasi çözüme yönelik uluslararası destek, Türkiye'yi bu tehlikeli yoldan kurtarabilir. Onu, bölgede demokrat ve yapıcı bir oyuncu yapabilir. Ülkenin mevcut gidişatının bölge ve dünya için sürdürülemez olduğunu anlamak için başka bir krizi beklemeye gerek yok.

*Çalışmalarını Kuzey ve Doğu Suriye'de yapan Meghan Bodette, Türkiye ve Kürt meselelerini kapsayan bağımsız bir araştırmacıdır. Georgetown Üniversitesi Dış Hizmet Okulu'nda Uluslararası Politika eğitimi almıştır.

*Çeviri: Mizgin Tekin

*Kaynak: https://nationalinterest.org/blog/middle-east-watch/turkish-nationalist-attack-kurdish-hdp-just-beginning-188297?s=08&page=0%2C1


Etiketler : Kürt sorunu, HDP, HDP'ye kapatılma davası, Faili meçhuller, Deniz Poyraz, HDP İzmir,


...

Meghan Bodette