Kadıneki Yazı,
Ezgi Sıla Demir-28 May 2023
Kadınlar bu hakikat arayışının öncüleri, direnenleri ve aynı zamanda kaybedilenleri oldu maalesef. Kaybedilen kadınlar 90’lı yıllarda bir sistematiğin içinde kaybedildiler ve faili meçhul bırakıldılar. Akıbeti bilinmeyen onca insanın arasında kadınların sayısı da oldukça fazla
Yerleşik yaşama geçilmesiyle beraber insan yaşamında, sosyolojisinde büyük değişimler meydana geldi. Bu sürecin başlangıcını en iyi Sümerlerle birlikte ya da Gılgamış'ta okuyabiliyoruz. Bizi ilgilendiren en önemli yanlarından biri kuşkusuz toplumsal cinsiyet rolleri ve kadınlara biçilen toplumsal roller. Giriş tarihsel olarak çok eski zamanlardan oldu ama kadınların maruz kaldığı birçok şeyin (şiddet, ötekileştirme, ikincilleştirme, nesne, meta) tohumu tam da o zamanlar hiyerarşi ve tahakkümün ortaya çıkmasıyla atıldı elbette. Özellikle de şiddet, kadının hayatına tam da bu argümanların oluşmasıyla beraber girdi.
Kadına yönelik şiddet tarihsel ve köklü bir geçmişe sahip. Günümüze kadar süregelmiş kronikleşmiş çok ciddi bir sorun. Artık birçok boyutu var ve çeşitlenmiş birçok şiddet türüyle mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik, dijital şiddet siyasal ve sosyal alanlarda farklı biçimleriyle karşımıza çıkıyor. Örneğin 90’lı yıllarda ülkenin içinde bulunduğu siyasal atmosferde Kürt kadınlar bu şiddet biçimlerinden birçoğuna maruz bırakıldı. Hem mağdur hem de mağdur yakını olarak şiddetin hem öznesi hem nesnesi haline getirildi.
90’lı yıllardan bahsederken elbette en çok aklımıza gelen, hala mücadelesi sürdürülen -akıbeti bilinmeyen- binlerce insanın adalet arayışı var. Geçtiğimiz haftalarda da dergimize konu ettiğim Cumartesi Anneleri bunun en güncel örneği. Cumartesi Anneleri’nin mücadelesinin kapsamı sadece annelerin arayışı ile sınırlı kalmadı, büyüdü ve bu hakikat arayışı cumartesi insanlarına dönüştü. Kadınlar bu hakikat arayışının öncüleri, direnenleri ve aynı zamanda kaybedilenleri oldu maalesef. Kaybedilen kadınlar 90’lı yıllarda bir sistematiğin içinde kaybedildiler ve faili meçhul bırakıldılar. Akıbeti bilinmeyen onca insanın arasında kadınların sayısı da oldukça fazla. Bu hassas konunun elbette bir cinsiyet ayrımı yoktur. Fakat yine de kaybedilen kadınları anmak ve bilmek açısından da bazı vurguların önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle son günlerde sık sık dile getirilen Hizbullah'ın 90’lı yıllarda birçok insanı ve özellikle kadını katlettiğinin de altını çizmiş olalım.
Bu vesileyle gözaltında kaybedilen, faili meçhul cinayete kurban giden ve hala akıbeti bilinmeyen kadınları buradan bir kez daha hatırlatmak isterim;
Son not; Nitekim hala devam eden kadın cinayetlerinin ve hala akıbeti bilinmeyen öldürülmüş kadınlar var bu ülkede. Bunun en somut örneklerinden biri de Gülistan Doku. Hala akıbeti bilinmiyor.
Etiketler : Gözaltı, Faili meçhuller, gözaltında kaybedilenler, gözaltında kaybedilen kadınlar, JİTEm, beyaz toros,