Kadıneki Çeviri,

Hindistan’da kadınlar devlet ve ataerkil köktencilikle yüzleşiyor


Capire-01 Ara 2021

Kadın cinayetleri, çocuk yaşta evlilikler, cadı avı adı altında cinayetler, kadın ticareti, aile içi şiddet ve tecavüz hâlâ yaşanıyor... Hayatımız boyunca kadın hakları için çalıştık. Öyleyse soru şu: Neden bu tür vakaların arttığını görüyoruz?

Kadına yönelik şiddet konusu, dünyadaki en yaygın insan hakları ihlallerinden biridir. Sadece belirli bir alan, topluluk veya aile ile ilgili değildir, tüm ekonomik, sosyal, kültürel, politik sistemi sürekli olarak etkilemekte ve sürdürülebilir barış ve kalkınmaya yönelik en büyük tehditlerden biridir. Ülkemdeki, Hindistan'daki ve Güney Asya'daki kadınların %90'ından fazlası yaşamları boyunca fiziksel, zihinsel, ekonomik veya cinsel şiddete maruz kalmışlardır. Bu en büyük küresel salgın.

Kadın cinayetleri, çocuk yaşta evlilikler, cadı avı adı altında cinayetler, kadın ticareti, aile içi şiddet, taciz, tecavüz ve şiddetin her türlüsü toplumda hâlâ yaşanıyor. Ötekileştirilmiş, dışlanmış, göçmen ve Dalit (1) kadınların yaşadıkları zorluklar hayal bile edilemez. Hayatımız boyunca kadın hakları için çalıştık. Öyleyse soru şu: 2021'de neden bu tür vakaların arttığını görüyoruz?

İlk mücadelem toplu tecavüze uğrayan 13 yaşında bir kız çocuğu içindi. İkinci acil dava, henüz 17 yaşındayken bir kadının çeyiz nedeniyle öldürülmesiydi. 18 yaşındayken bir protesto nedeniyle 33 kadınla birlikte 13 gün hapis cezasına çarptırıldım. O zamandan beri, Sakhi Kendra Hareketi ile 37.000'den fazla şiddet vakasıyla ilgilendik. Ancak soru 2021'de hâlâ geçerli: neden bu tür vakalar devam ediyor? İlk aktivizm günlerimde, bu sorunların sadece yerel değil, küresel düzeyde de çözümünün insanları harekete geçirmek ve güçlü örgütler oluşturmak olduğunu anlamıştım. O zamandan beri birçok zorlukla yüzleşmek zorunda kaldım, altı kez hapse girdim, yaklaşık yirmi kez ölümcül saldırılardan kurtuldum.

Yavaş yavaş köy, şehir, ilçe ve ülke genelinde örgütlendik. Cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için çeşitli kuruluşlarla bağlantı kurmaya ve birlikte çalışmaya devam ettik. Çabalarımızla insanların kalbine öyle dokunduk ki, Delhi'deki Nirbhaya'da (2) olduğu gibi şiddetli soğukta patlayan tazyikli su bile protestocuları yerinden oynatamadı. Güney Hindistan'daki Sabarimala tapınağına kadınların girmesinin yasaklanmasına karşı bu kadar çok sayıda kadının protestosu, sıkı çalışmamızın yavaş yavaş etkisini gösterdiğini gösteriyor.

2021'de neden vakalar hâlâ bu kadar yüksek sorununa cevap verecek olursak; Hindistan'da 2014 yılında iktidara gelen hükümetten söz edebiliriz. Bu hükümetin birincil odak noktası Hindistan'ı bir Hindu ulusu olarak kurmak oldu. Bu girişim, kadınları geleneklere bağlı olmaya ve ideal Hindu kadınlar olmaya zorladı. Din karşıtı veya ulus karşıtı olarak damgalanma korkusu şiddete yol açtı. Bu sorunlardan dolayı bizim gibi kadın hakları için çalışan insanlar sayısız sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunlar, aşırılık yanlılarının iktidara geldiği diğer ülkelerde de yaygın. Bu tür durumlar kolektif, daha hızlı ve gelişmiş stratejilere ihtiyaç duyar.

Ulusal Kadın Komisyonu verilerine göre, sokağa çıkma yasağı sırasında kadına yönelik şiddet on kat arttı. Kadına yönelik şiddet vakalarının tek bir şehirde ayda 150'den 300'e çıktığını gördük. Ve bu sadece buzdağının görünen kısmı, çünkü kadınların %86'sı sesini bile çıkarmıyor ya da bunu yapacak bir yolu yok. Dünya Kadın Yürüyüşü vesilesiyle bir araya geldiğimizde, herhangi bir ülkede kadın şiddetine karşı sesimizi yükselttiğimizde, dünyanın her yerindeki kadınlar güçleniyor ve seslerini yükseltmek için güç alıyorlar.

1995'te Pekin'de birçok ülke Aile İçi Şiddetten Koruma Taslağına karşı çıktı. Onlara göre erkekler evlerini istedikleri gibi yönetme özgürlüğüne sahip olmalıydılar. Karı koca arasına giren herhangi bir yasa kabul edilemezdi. Cinsiyet eşitliği gibi hedeflerin gerçekleştirilmesi ve kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ve şiddetin ortadan kaldırılması için erkek dahil tüm insanların bir adım öne çıkması gerekecektir. Kadına yönelik şiddetin sadece bir kadın sorunu olmadığını, geleceğimizin ve dünya ülkelerinin kalkınması için en önemli konu olduğunu anlamaları gerekecek. Halihazırda çok şey söylendi, yazıldı ve şimdi küresel düzeyde birleşerek ve planlayarak önemli adımlar atmaya ihtiyaç var.

(1) Hint kast sisteminde Dalit kelimesi, toplumun en alt, en dışlanmış tabakasına tabi tutulan, uzun süredir ezilen, 'aşağı' olarak kabul edilen işleri yapmaya zorlanan grupları ifade eder.

(2) 2012 yılında 23 yaşındaki genç bir kadının bir otobüste saldırıya uğradıktan sonra öldüğü toplu tecavüz davası. Adı açıklanmayan kurbanın adı “korkusuz” anlamına gelen “Nirbhaya”ydı. Davanın ardından ülke çapında düzenlenen protestolar, ülkenin cinsel şiddet mevzuatının değişmesine katkıda bulundu. Uluslararası alanda büyük tepkilere yol açan dava, kadınlara yönelik cinsel istismara karşı mücadelenin sembolü haline geldi.

Neelam Chatuverdi, Hintli kadın örgütü Sakhi Kendra'nın kurucusudur. Bu makale, Capire tarafından 18 Kasım 2021'de Dünya Kadın Yürüyüşü, Via Campesina ve Dünya Yağmur Ormanları Hareketi ile ortaklaşa düzenlenen, şiddetten uzak yaşamak için sistem karşıtı mücadeleler web semineri sırasında yaptığı konuşmanın bir transkripsiyonudur.

*Çeviri: Mehmet İnanç

*Kaynak: https://capiremov.org/en/analysis/women-confront-the-state-and-patriarchal-fundamentalism-to-end-violence-in-india/


Etiketler : Hindistan, Dünya Kadın Yürüyüşü, Ataerki, Hindistan'da kadın mücadelesi,


...

Capire