Kadıneki Yazı,

Hedef Kürt çocukları


Heval Arslan-01 Nis 2022

Newroz günlerinde Kürt çocuklarına yapılan saldırılar bunlarla sınırlı da kalmadı... Köyünün merasında koyunlarını otlatan Muharrem Aksem'in parçalanmış bedeni bulundu... Efe'yi ezen polis beraat ettirildi... 

Çok görkemli ve anlamlı bir Newroz'u geride bıraktık. Milyonlarca Kürt alanlara akarak, özgürlük için direnişteki kararlılığını ortaya koydu. Halkın yoğun katılımının yanı sıra bu Newroz tam bir zafer havasında kutlandı; yani bir kez daha Kürtler topyekûn yok etme planlarına karşı 'biz varız ve kendi kaderimiz hakkında karar verecek bilinç ve kararlılıktayız' mesajını verdi. Bu iradeli duruş ile Kürtler çöktürme planı yapanların tüm hesaplarını Newroz alanlarına gömdü. Diz çöktürülmek istenen Kürt halkı, dimdik ayaktayız ve milyonlarız dedi.

Sloganlarla, türkülerle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın artık fiziki olarak özgür olmasını haykıran milyonlar, İmralı'daki tecrit politikasının yürütücülerine de net cevap verdi; "Önderliğimiz ile aramıza giremezsiniz." Gençlerin yoğun katılımı, coşkusu, morali ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi'ni sahiplenme düzeyi 2022 yılı Newrozu'nun aynı zamanda bir diriliş Newrozu olduğunu da gösterdi.

Tabii ki bu duruş karşısında AKP-MHP iktidarının saldırıları da gecikmedi. Özellikle Amed Newrozu'nda çocuklar polislerin hedefi oldu. Hukukçulara göre 74 çocuk gözaltına alındı ve bunların 32'si 12 yaşın altındaydı. Yine 2 yaşındaki bir bebeğin kıyafetlerinin zorla çıkarıldıktan sonra babasının montu ile Newroz alanına girdiği ve Bismil'de 5 yaşındaki ikiz çocukların gözaltına alınarak parmak izlerinin alınması da bu insanlık ve vicdan dışı uygulamalardan sadece bir kaçıydı.

Newroz günlerinde Kürt çocuklarına yapılan saldırılar sadece bunlarla sınırlı da kalmadı. 24 Mart'ta Urfa'nın Eyyübiye ilçesi kırsalında, kendi köyünün merasında koyunlarını otlatan 16 yaşındaki Muharrem Aksem'in parçalanmış bedeni bulundu. Muharrem'in cansız bedeninin bulunduğu yer özel harekat polislerinin atış talimi yaptığı alana 300 metre uzaklıktaydı. Yapılan ön otopside bedeninde 12 parça metal parçasının bulunduğu, sağ elinin de olmadığı belirtildi.

Cinayetin basına yansımasından sonra alel acele açıklama yapan Urfa Valiliği, Muharrem'in elinde bir cismin patlaması sonucu hayatını kaybettiğini, bedeninde mermi giriş-çıkışı olmadığını ileri sürdü. Yani Muharrem kendi ölümünden sorumlu tutuldu. Ailenin avukatı Hatice Öz ise “Bedeninde delik izleri olduğu net. Uzuvlarında kopmalar da var fakat bu kopmaların patlamaya, yaralanmaya dair mi olduğu yoksa hayvanın mı yediği belli değil. Muharrem’in cansız bedenine ulaştıklarında üzerinde tilki varmış. Görgü tanıklarının ifadesine göre eli yokmuş. Kardeşi, Muharrem’in yüzünde is olduğunu aktardı. Muharrem’in ölümüne neyin neden olduğu henüz bilinmiyor. Biz ve savcılık bu konuda kesin konuşamazken, ‘Mermi izi yoktur’ demek yanlış” diyerek aslında Valiliğin açıklamasının failleri korumaya yönelik olduğunu ortaya koydu. Olay yerinde inceleme yapan İnsan Hakları Derneği avukatları, alanda patlamış ve patlamamış çok sayıda mühimmatın bulunduğunu, atış talim alanı olduğuna dair herhangi uyarıcı bir levhanın da bulunmadığını belirtti.

Ailenin avukatı ile yapılan görüşmede konuya ilişkin adli soruşturma başlatıldığını ancak dosyada soruşturulan herhangi bir failin bulunmadığını, idari soruşturmanın ise başlatılmadığı bilgisini verdi.

Yani Muharrem faili belli bir cinayete kurban gitmişti. Hatta Muharrem'in bedeninin deyim yerindeyse "delik deşik" edilmiş olmasının, çocuğun özel harekatçılar tarafından hedef tahtası yapılarak katledildiğini de akıllara getirmedi değil. Ki sosyal medyada bu yönlü iddialar oldukça fazla.

Onun çocuk bedeni de 28 Eylül 2009'da, Lice'de, koyunlarını otlatırken karakoldan atılan havan mermisi ile katledilen Ceylan Önkol'un cenazesi gibi paramparça olmuştu. Annesi Ceylan'ın et parçalarını eteklerine toplamıştı. Anne Saliha Önkol, “Kızım paramparça oldu. Ben kimden hesap soracağım” diye feryat ederken savcı can güvenliğimiz yok diyerek katliamın yaşandığı yere gelmemişti.

14 yıl sonra Ceylan Önkol'un failleri açığa çıkarılmadığı gibi dosyaya "daima arama kararı" verilerek faili meçhule bırakıldı. 2019 yılında da Dersim Ovacık'ta 8 yaşındaki Ayaz ile 4 yaşındaki Nupelda Güloğlu kardeşler de benzer bir şekilde hayatını kaybetti.

12 yaşında evinin önünde öldürülen Uğur Kaymaz, 1995 yılında öldürüldükten sonra yanına kalaşnikof marka silah bırakılan 11 yaşındaki Fatma Erkan, Enes Ata, Cemile Çağırga ve ismini burada sayamadığımız yüzlerce Kürt çocuğu, Türk devletinin kolluk güçleri tarafından katledildi ve hiçbir fail hesap vermedi.

İnsan Hakları Derneği'nin raporlarına göre 2008'den bu yana 20'si çocuk 42 kişi zırhlı araçlar tarafından ezilerek yaşamını yitirdi. Bunlardan biri de 5 yaşındaki Efe Tektek'ti. 29 Mart'ta Amed'de görülen dava duruşmasında zırhlı aracı ile 5 yaşındaki Efe'yi ezen polis İdris Aksoy, "Biz devlet adına görev yapıyoruz, önce kendi güvenlimizi alırız" diyerek kendini savundu ve beraat ettirildi. Zırhlı araç çarpması sonucu yaşanan ölümlerle ilgili çok sayıda dava açılsa da tümüne cezasızlık uygulandı. Bu örnekler de gösteriyor ki ne adaleti ne hukuku ne eşitliği ne de kendi varlığının kabulünü bu tekçi devletten beklememek gerekiyor. Tam tersine Newroz'da alanlara çıkan milyonlar gerçeği ve nasıl mücadele edilmesi gerektiğini göstermiştir. Hak mücadele edildikçe kazanılır. Ve 2022 Newrozu da göstermiştir ki, bu bahar kimsenin öteki olmadığı, inancı, dili veya yaşam tarzı nedeniyle yok sayılmadığı, inkâr edilmediği ve öldürülmediği demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir yaşamı ilmek ilmek inşa etme zamanıdır!


Etiketler : Newroz, Kürt çocuklar, Efe Tektek, Ceylan Önkol, Muharrem Aksem, Çocuklara çıplak arama,


...

Heval Arslan