Kadıneki Söyleşi,

'Bizi artık hiçbir şey susturamaz'


Yeni Yaşam Kadın Eki-01 Eki 2022

İranlı gazeteci Afra Amid; 'Onlarca yıldır mücadele ediyor olmamıza rağmen İranlı kadınlarla daha önce böyle bir dayanışma görmemiştim. Artık hiçbir şey bizi susturamaz'

İran'da 16 Eylül'de 22 yaşındaki Kürt kadın Jîna Emînî'nin ( Masha Amini) saçlarının göründüğü gerekçesiyle "Ahlak Polisi" tarafından katledilmesinin ardından başlayan eylemler devam ediyor. Molla rejiminin kadınlara yönelik baskıcı uygulamalarına karşı isyanın adına dönüşen Jîna eylemlerinde, kadınlar hakları için sokakları terk etmiyor. Eylemlere rejimin saldırısı ile bilanço gün geçtikçe ağırlaşırken, dünyada da birçok yerde sokaklara çıkan kadınlar İran'daki eylemlere destek oluyor. Özgürlükleri için her yerde eylemde olan kadınlar "jin jiyan azadî" sloganları ile hayatlarına sahip çıkacaklarını haykırıyor.

İran'da yaşanan gelişmeler, kadınların yaşadıkları ve bundan sonraki sürece dair biz de Yeni Yaşam Kadın Eki olarak Türkiye'de yaşayan ancak güvenlik nedeniyle adını değiştirdiğimiz İranlı gazeteci Afra Amid ile konuştuk.

*İran'da kadınlar hangi koşullar altında yaşıyor, kadınlara yönelik uygulamalar ve yasaları anlatabilir misiniz?

İslam Devrimi'nden sonra rejimin kadın hakları karşıtlığı ayan beyan ortaya çıktı. Humeyni tarafından kaldırılan ilk kanun kadını koruyan çeşitli maddeleri bulunan  Ailenin Korunması Kanunu olmuştur. Biliyorsunuz ki İslam hukukunda erkeklerin dört resmi eşe sahip olmalarına izin veriliyor. Ama bu kanuna göre, böyle bir şey yapmak istiyorlarsa mahkemeden izin almaları gerekiyordu. Ayrıca bu yasaya göre, 18 yaşından küçüklerin evlenmesi de engelleniyordu. Ama şimdi İran'da yaşadığımız en büyük sorunlardan biri, özellikle de kız çocukları açısından, çocuk yaşta evlilikler, çünkü yasalar bunu destekliyor. Yedi yaşından sonra çocuk babasına "ait" oluyor ve velayeti ancak baba isterse anneye verebilir. Evli kadınların kocalarının izni olmadan İran'dan çıkmalarına izin verilmiyor. Bir erkek boşanmak isterse hemen yapabilir ancak bir kadının neden onunla yaşamak istemediğini kanıtlaması gerekir ki çoğu durumda başarısız olur çünkü yargıçlar genellikle onlara karşıdır. Yine İran'da kadınların yargıç olmalarına izin verilmiyor. Bir erkek bir kadına tecavüz ederse, kadın mahkemeye iki erkek tanık getirmedikçe bunu kanıtlayamaz. Buna inanabiliyor musunuz? İslam Cumhuriyeti Anayasası'ndaki kadın haklarının ihlalleri burada bitmiyor. Ancak hali hazırda anlattıklarımın okuyucularınıza, kadınların uğradıkları ayrımcılıkların boyutu hakkında bir fikir verdiğini düşünüyorum.

*Jîna Emînî (Mahsa Amini) eylemleri yayılıyor, bu protestoları ülkedeki muhalif kesimler nasıl yorumluyor, destek veren siyasetçiler var mı?

Buna cevap vermeden önce, İranlıların İran'ın içinde ve dışında hiç bu kadar birlik içinde olduğunu görmediğimi belirtmeliyim. Bu birlik muhalif grupları da etkiledi. Pek çok muhalif parti var İran'da; Cumhuriyetçiler, Komünistler, Kürt demokratlar. Bu partilerin Kürt demokratlar dışında tamamının merkezi İran dışındadır. Kürt demokratlar kendilerine uygulanan çok sert ayrımcılığa rağmen 40 yıldır İran içinde mücadelelerine devam ediyor.

Bir başka ilginç nokta da, insanların belirli bir lider arayışı içinde olmamaları çünkü 1979'daki devrime rağmen İranlılar o kadar olgunlaştılar ki kendi geleceklerinden sorumlu olduklarını biliyorlar. Elbette aktivistlerin, politikacıların, aktörlerin ve diğer ünlü kişilerin desteği yürekleri ısıttı ve devam eden teşvik kaynaklarından biri oldu.

Bunun da ötesinde, İran'ın içinde ve dışında birçok eğitimli insan kaynağımız var. Bu yüzden İran'ın geleceği konusunda endişeli değiliz çünkü İslami Rejim birçok kişinin vatanını terk etmek zorunda kalmasına neden oldu. Onlar olmadan, (İslami Rejim) seçkinlerimizin çoğu, özgür bir İran'ın gelişimine katkıda bulunmak için geri döneceklerdir.

*İran'da kadın hareketlerinin gücü nedir? Son eylemlerdeki güçlü çıkışları veya İran'da olası bir değişikliğe etkileri nasıl olacaktır?

İran'daki kadın hareketinin İslam Devrimi'nden sonra ortaya çıkmış en güçlü hareket olduğunu söyleyebilirim. Rejim birçok grubu susturabilirdi ama kadınları asla yenemezdi. 8 Mart 1979 Dünya Kadınlar Günü'nde, devrimden hemen bir ay sonra hükümetin kararlarını protesto eden ilk grup kadınlar oldu. O gün, kendilerine uygulanan zorunlu başörtüsüne karşı sokağa çıktılar ancak başka hiçbir grup onları desteklemedi. Aslında, birçok İran vatandaşı, onları devrim karşıtı olmakla suçlayarak onlara saldırdı.

Son 15 yılda sosyal medyada yayılan farklı bir kaç hareketimiz oldu. Masih Alinejad'ın öncülük ettiği, kadınların peçelerini çıkarırken fotoğraflarını birkaç dakikalığına paylaştığı ilk sosyal medya hareketi "Benim Gizli Özgürlüğüm" oldu. Daha sonra Çarşamba Günleri zorunlu başörtüsüne karşı bir protesto işareti olarak beyaz başörtüsü taktığımız için "Beyaz Çarşamba Hareketi" başladı. Yavaş yavaş kadınlar daha fazla cesaret kazandı ve bir adım daha ileri gittiler. Sokaklarda başörtüsü takmadan yürüdük, kendi videolarımızı çektik ve ardından bu videoları sosyal medyada yayınladık. 25 yıllık siyasi tutuklu Yasaman Aryani, başörtüsü takan kadınlara kırmızı gül vermek için metroya gitti ve onlara düşman değil kardeş olduğumuz mesajını verdi; "Biz sadece sizinle omuz omuza, tüm farklılıklarımızı kabul ederek özgürce yaşamak istiyoruz" dedi.
Annesi ona eşlik etti ve ikisi de o zamandan beri hapiste.

Ancak İranlı kadınlar bu durumdan bıkmış durumda. Mahsa Amini cinayetinden sonra bile, ki bu bir gözdağıydı, sokaklarda kadınların zorunlu başörtüsü yaktığını görüyorsunuz. Ve bunu yapan yalnızca başörtüsüne karşı olan kadınlar değil. Pek çok dindar kadın da bizim başörtüsüne karşı olmadığımızı, zorunlu başörtüsüne karşı olduğumuzu bildikleri için bizi destekliyor. 43 yıllık mücadelenin ardından şimdi tüm İran toplumu İranlı kadınları savunuyor. İşte bu yüzden İran kadın hareketinin büyük, dinamik ve sürdürülebilir bir hareket olduğuna inanıyorum.

*Kürt bir kadın olan Jîna'nın (Mahsa Amini) katledilmesinden kısa bir süre önce de yine Kürt bir kadın olan Şîler Rasuli tecavüz girişimine karşı intihara sürüklenmişti. Yine benzer protestolar 2015'te Kürt kadın Ferinaz Hoşrevi'ye İtlaat üyesi bir erkeğin tecavüz girişimi sonrası görülmüştü. Kürt kadınlar özelinde bu saldırıları nasıl yorumluyorsunuz?

Öncelikle Mahsa Amini, Shiler Rasuli ve Ferinaz Hoşveri'nin başına gelenlerin sadece Kürt oldukları için değil kadın oldukları için başlarına geldiğini açıklığa kavuşturmalıyım. İran'da buna benzer çok hikayemiz var. Ekim 2014'te İran İstihbarat Bakanlığı'nın eski bir ajanını öldürmekten hüküm giyen Reyhaneh Cabbari adlı kadın idam edildi. Tutuklandığı andan itibaren kendisine tecavüz edeceği için onu öldürdüğünü, bu eylemin bir özsavunma eylemi olduğunu anlattı. 1 Eylül 2022'de, Chabahaar Polis Şefi 15 yaşındaki bir kıza tecavüz etti ve haftalarca suçlamaları reddettikten sonra, iki gün önce tecavüz suçunu işlediği doğrulandı. Bu şeyler neden oluyor? İslam Cumhuriyeti Anayasası tecavüz mağdurlarını savunmadığı için. Çünkü çoğu durumda tecavüzcü yetkili biridir ve kimse onları eylemlerinden sorumlu tutmaz.

Ancak Kürt kadınları söz konusu olduğunda durum daha da vahim. Neden? Çünkü onlar ayrımcılığa uğrayan her iki gruba da dahiller, hem Kürtler hem de kadın. Ne yazık ki Kürt halkına yönelik sistematik ayrımcılık, İslam Devrimi'nden sonra bu diktatörlüğü hiçbir zaman kabul etmedikleri ve boyun eğmedikleri için daha şiddetli hale geldi.

*Eylemlerde İran'ın farklı eyaletlerinden (Azeri bölgeleri gibi) Kürt kadınlara destek sloganları sıkça duyuldu. Ülkedeki kadın dayanışması ne boyutta? Kadınlar artık ırk, din, etnisite konusundaki ayrımcılığa yönelten devlet söylemlerinin tuzağına düşmüyor gibi görünüyor, böyle bi belirlemede bulunabilir miyiz?

Aynen öyle. Rejim bunca yıldır bizi ayırmaya çalıştı çünkü birliğimizin onların sonu olduğunu biliyorlardı. Ama şimdi bütün şehirler bir Kürt kızının ölümü ve intikamı için ayağa kalktı. O sadece Kürdistan'ın değil, İran'ın da çocuğuydu. Hepimiz kızgınız. Ölümünden sadece bir gün sonra Tahran'daki göstericiler "Kürdistan, Kürdistan, İran'ın gözbebeğisiniz" sloganları attı. Hepimizin tek bir dileği var: özgür bir İran ve hepimiz bunun için savaşıyoruz.

*Ülkede protestolarda son durum nedir?

Yoğun baskıya rağmen (27 Eylül) bu akşam insanların sokaklarda olduğu 12. gündü. Birkaç gündür sessizliğe gömülen Kirmanşah'ta bile bu akşam gösteriler tekrar canlanladı. İnsanlar duvarlara öfkeli sloganlar yazıyorlar. Sürücüler dayanışmalarını sürekli korna çalarak gösteriyorlar. Dışarı çıkmaya cesaret edemeyen insanlar evlerinin damlarına çıkıyor, pencereleri açıyor ve hep birlikte "Diktatöre Ölüm" sloganları atıyor. İnsanların bu sefer teslim olacağını sanmıyorum. Devlet onları kısa bir süre sustursa bile yine ayaklanacaklar. Yeni nesil durdurulamaz. Kaybedecek bir şeyleri yok; gelecek yok, şimdi yok. Özgürlükleri ve demokrasi olmadan bir saniye daha yaşamaktansa ölmeyi tercih edeceklerini söylüyorlar.

*Afganistan'dan İstanbul'a, Diyarbakır'a kadar birçok yerden kadının İranlı kadınlarla dayanışma eylemleri oldu, bunu nasıl yorumluyorsunuz?

İnanılmaz güzel bir dayanışma gördük. Onlarca yıldır mücadele ediyor olmamıza rağmen İranlı kadınlarla daha önce böyle bir dayanışma görmemiştim. Dünyanın sonunda bizi duyduğuna sevindim. Ve bugünün kadınlarından çok umutluyum. Artık hiçbir şey bizi susturamaz çünkü biliyoruz ki bir ülkede bir kadına yapılan saldırı hepimize yapılmış bir saldırıdır. Bu hareketlerin Orta Doğu'daki birçok kadın için de ilham kaynağı olduğuna eminim. Afgan kız kardeşlerimiz kazanmamızı istiyor çünkü İranlı kadınların özgürlüğü onların hayatlarını da kesinlikle etkileyecek. İran'da barışçıl, demokratik bir ülke varsa, sadece bizim için değil, Suriyeliler, Lübnanlılar, Iraklılar ve hatta Ukraynalılar için işler değişecek.

*Bugünkü isyanın 2015'te Ferinaz Hoşrevi isyanı ile benzer ve ayırıcı özellikleri nelerdir?

1979'dan beri on büyük eylem gördük. Bunun dışında zaman zaman irili ufaklı pek çok eylem gerçekleşti. Bu eylemlerin farklı farklı nedenleri vardı.  Örneğin 2009'daki Yeşil Hareket orta sınıfın, üniversite öğrencilerinin ve akademisyenlerin gösterisiydi. 2019'da çoğunlukla küçük şehirler olaya dahil oldu ve alt sosyal sınıflar, benzin fiyatlarındaki artış ve zaten katlandıkları birçok ekonomik baskı nedeniyle protesto gösterileri yaptı. Hükümet İranlıları her yönden başarısızlığa ve hayal kırıklığına uğrattı. Asla normal, barışçıl bir hükümet olamadılar. Olamazlar da zaten ve bu yüzden ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya kaldık. Ama şimdi tüm sosyal sınıflar ve rejimden rahatsız tüm gruplar tek bir amaç için toplandı: İslami rejimi devirmek ve demokrasiyi kurmak. Bahsettiğim gibi, farklı ırklar ve etnisiteler ve ayrıca çeşitli sosyal sınıflar arasındaki muhteşem birliktelik var, bu hareketi diğerlerinden ayıran şey bu birliktelik.

*Çeviri: Gözde Çağrı Özköse


Etiketler : İran, İran'da kadın mücadele tarihi, Jîna Emînî, Mahsa Amini,


...

Yeni Yaşam Kadın Eki