Kadıneki Yazı,

Bir Êzidî çocuğun gözünden ferman


Gülcan Dereli-15 Şub 2021

Şengal'de IŞİD'in soykırım saldırısının pençesine düşen Êzidî kadınların yaşadıkları hakkında ne anlatılsa eksik kalır... Üstelik bu artık geride kalmış bir durum da değil. Hâlâ sayısı bilinmeyen binlerce kadın ve çocuk esir

Hakima Mahmoud Jloo... Daha çocuktu. 14 yaşında çocukluğunu yaşarken olacaklardan habersizdi. Soykırımın ayak sesleri yaklaşırken kardeşleri, annesi ve babasıyla bir çatının altında yaşıyordu Şengal'de. Nereden bilecekti bir anda kardeşlerinden, ailesinden, evinden ve yurdundan olacağını! Soykırım daha çocukken bulmuştu gül yüzlü Êzidî kızını... IŞİD’in 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal’e yönelik gerçekleştirdiği soykırım saldırısında on binlerce Êzidî kadın ve çocukla birlikte o da esir düşmüştü. Cehennemin kara kapıları ardına kadar açılmış, Hakima'yı da çekip almıştı. Ve dünya da sadece seyretmişti olup bitenleri, Derwêşê Evdîler hariç... 

Zulüm güzergahı

Hakima'nın zulüm güzergahı da aynıydı diğer Êzidî kadınlarla. Önce Musul, sonra Rakka ardından da Tabka. Her güzergahta satıldı. Musul'da satılınca Rakka'ya götürüldü; Rakka'da satılınca Tabka'ya...   

Şengal'den kardeşleriyle birlikte kaçırıldıktan sonra Rakka'dan Tabka'ya uzanan soykırım yolcuğunu şu sözlerle anlatıyor Hakima: "Bizi Al-Soulagh Enstitüsü'nden Musul'da bir salona götürdüler. İki gece kaldık, kızların kaldığı yere izinsiz girip, işkence yaptılar, kızların çığlıklarını göğe çıkardılar. Sonra Gojo halkından kız çocuklarını (42) Rakka'ya götürdüler... Saçlarını çekip yerlerde sürüklediler. Rakka'da günler geçirdikten sonra, Avustralyalı bir DAİŞ'li geldi, kız kardeşimi seçti ve beni de yanına aldı... Ama ikinci gün, prens denilen bu DAİŞ'linin ailesi iki kız kardeşi bir evde tutmayı kabul etmediğini ve her savaşçının bir hissesi olduğunu söyledi, bu yüzden beni bir Amerikalı DAİŞ'liye sattı ve Rakka'dan Tabka şehrine götürdü." 

Hakima'nın erkek kardeşleri, yeğenleri, annesi ve kız kardeşleri olmak üzere ailesinden 19 kişi IŞİD tarafından katledilir. Hakima bir daha ailesinin diğer fertlerinden haber alamaz.

'Gece gündüz hizmetçilik yaptım'

Kent kent zorla satılarak götürülen Hakima, kurtulmak için intihar etmeye bile çalışmış. O günü ise şu sözlerle anlatıyor: "DAİŞ'li izinsiz odaya girmeye çalıştı, onunla kavga ettim, beni kelepçeleyerek ağzımı kapattı, sonra kendimi çatıdan, üçüncü kattan atarak intihar etmeye çalıştım ama çatıya çıkış kapısını kapattı. Ondan beni kız kardeşimin yanına götürmesini istemek için çok ağladım... Avustralyalıdan beni korumasını istedim, ama o reddetti ve yarın beni ikinci bir kişiye teslim edeceğini söyledi. İslam'a dönen Hıristiyan kadını tuttum ve kız kardeşimle kalmasını rica ettim. Onurumdan taviz vermemek şartıyla size gece gündüz hizmet edeceğim dedim. İki ay hizmetçi olarak kaldık, çocuklara bakmanın yanı sıra gece gündüz yemek pişirip temizlik yaptık."  

‘Ben çocuğum sen yaşlı’

Daha sonra zorla babası yaşındaki yaşlı biri ile evlendirilmeye çalışıldığını da söyleyen Hakima, IŞİD’li ile arasında geçen diyaloğu şöyle anlatıyor: 

"Bir gün Avustralyalı benden pazara gelmemi istedi ve orada bana şöyle dedi:

-DAİŞ'li: Evleneceksin.

-Hakima: Babamın yaşındayken benimle nasıl evlenirsin?

-DAİŞ'li: Sen bir esirsin ve ben İslam Devleti'nde bir savaşçıyım.

-Hakima: Ama ben bir çocuğum ve sen yaşlısın?

-DAİŞ'li: Allah bir Müslüman'ın dokuz yaş ve üzeri çocuklara evlenmesine izin vermiştir.

-Hakima: Ama bu imkansız!!!

-DAİŞ'li: İmkansız yoktur. Seninle er ya da geç evleneceğim."

Yardım istedim

Bu diyaloğun ardından kaçmanın yollarını aramaya başlayan Hakima, "Eve döndükten sonra DAİŞ'linin eşinden ailemi aramam için bana cep telefonunu vermesini ve yardımını istedim. Bu görüşmeyle kaçışımı ayarladım, sonra kaçakçıları aradık" diyor. 

'Kaçakçılarla kaçtım'

DAİŞ'linin Dera Zor savaşına gideceğini ve döndüğünde kendisiyle evleneceğini söylediğini anlatan Hakima, kaçış için hazırlık yapmaya başladığını söylüyor. Hakima nasıl kurtulduğunu da şu sözlerle anlatıyor: "Evden çıkıp kaçakçılarla sürekli iletişime geçerek, onlara konumumuz hakkında doğru bilgi verdik... Bütün gece uyuyorduk... Dördüncü gün dönmedi ve akşam altıda çöp atma bahanesiyle çıktık ve konteynırın orada arabalarıyla bizi bekleyen kaçakçılardan taşıma randevusu aldık. Şehirden uzak bir mahallede bir gece kaldık ve dört gün içinde hedefimize ulaştık."

Korkunç sahneler

Hayatta kalmayı başaran Hakima, esir kaldığı süre boyunca birçok Êzidî'nin işkencesine tanıklık eder. Ve çocukken yaşadıklarını atlatmak için şimdilerde Avrupa'da büyük bir mücadele veren Hakima, "Orada kaldığım süre boyunca keder çektim ve kaçırılan kadınlara ve çocuklarına yönelik korkunç sahnelere tanık oldum" diyor. Dili o korkunç sahneleri anlatmaya varmıyor Hakima’nın. 

Umut Hakima'da

Şengal'de IŞİD'in soykırım saldırısının pençesine düşen Êzidî kadınların, çocukların yaşadıkları hakkında ne anlatılsa hep eksik ve yarım kalır. Kelimelerin bile anlatmaya gücü yetmeyen ağır bir yara... Üstelik bu artık geride kalmış bir durum da değil. Hâlâ sayısı bilinmeyen binlerce kadın ve çocuk esir. Şengal hâlâ yeni soykırımların hedefinde. Yine de umut var. Umut Hakima Mahmoud Jloo ve onun gibi direnen binlerce Êzidî Kürt kadınında. Hakima, şimdi 25 yaşında. Almanya'da. Okuyor. Kendisi gibi esir düşen Êzidî kadın ve çocukların kurtarılması için mücadele ediyor. Kapanmayan yarasını sarmak için...


Etiketler : Şengal, IŞİD, Ezidî kadınları,


...

Gülcan Dereli